Hikikomori salgını var, cümleten geçmiş olsun...
Posta Gazetesi Yazarı Şirin Sever’in bugünkü (10.02.2022)’’ Hikikomori salgını var, cümleten geçmiş olsun... ‘’ başlıklı yazısı.
Yakın kız arkadaşlarım, komşularım aynı zamanda. Şanslıyım evet ama sinir oluyorum bu ara ikisine de! Diyorum ki mesela, “Hadi çıkalım bir iki tur atalım…” Cevap hazır: “Çok trafik var, çıkmaya değmez!” Başka bir gün diyorum ki, “Hamsi mevsimi bitmeden gidip bi hamsi mi yesek?” Anında hevesimi kursağımda bırakıyorlar, “Evde yapalım yahu, ne var onu yapmakta?!!” Ya da “Hadi sahile inip bi kahve içelim, hava alalım” desem, hiç sektirmeden “Evde içelim, hadi yapıyorum gel” deyip konuyu kapatıyorlar.
Sanki dışarıda bizi öcü yiyecek, canavar yutacak! Pandeminin başından beri durum böyle. Ha, kendilerini bu kadar kapattıkları halde Omicron oldular mı? Oldular tabii. Ben gülünce de, kızdılar. Neyse, pandemide başlayan bu hal, artarak sürüyor… Kar, kış, yağmur, soğukla birlikte hayat pahalılığı da eklendi. Herkes haklı tabii. İşin kötüsü beni de kendilerine benzettiler. Artık tek isteğim var; evde oturmak!
İş gereği toplantı, davet, görüşme, etkinlik vs olmasa, evden burnumu bile çıkarasım yok. Salgındı, soğuktu, pahalılıktı, insanların kabalığı ve hoyratlığıydı derken; evde kendine yarattığın konfor alanı seni içine çekiyor resmen. Mecbur kalmadıkça asla çıkmak istemiyorsun! Sadede gelirsem… Meğer bu bir rahatsızlıkmış ve adı da ‘Hikikomori’ imiş. Japonya’da 2010 yılında özellikle genç erkeklerin iş ya da okula gitmek, arkadaşlarıyla vakit geçirmek yerine kendilerini eve kapatması sonucu bilimsel literatüre bile girmiş.