İranlı yönetmen Mecidi ile sinema sohbeti…
Yıllar boyunca kültür sanatın merkezi olan Beyoğlu yeniden canlanıyor. AKM’nin açılması, Galataport’un bitmesi, bu iki yer arasında hayata geçirilen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, pek çok sergi, etkinlik...
Yıllar boyunca kültür sanatın merkezi olan Beyoğlu yeniden canlanıyor. AKM’nin açılması, Galataport’un bitmesi, bu iki yer arasında hayata geçirilen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, pek çok sergi, etkinlik derken; bu bölge küllerinden doğuyor resmen. Beyoğlu Belediyesi de pek çok festivale destek vererek bölgeyi çekim merkezi yapmak için çalışıyor. Bir süre önce de Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali buluştu sinemaseverlerle. Ana teması insan, dostluk ve hoşgörü olan festival bu yıl dördüncü kez yapıldı; bugün de sona eriyor.
Festivalin önemli ve değerli konuklarından biri; filmlerinde hoşgörüyü ve merhameti öne çıkaran, pek çok uluslararası ödülün sahibi olan İranlı ünlü yönetmen Mecid Mecidi’ydi. Ona ‘kamerasını iyiliğe çevirmiş yönetmen’ diyorlar. ‘Cennetin Çocukları’, ‘Serçelerin Şarkısı’ gibi filmleriyle ün kazansa da; İslamofobiye karşı 2015’te çektiği ‘Hz Muhammed (s.a.v)’ filmi ile dünya çapında gündem olmuştu.
Cuma günü Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın davetiyle kendisiyle tanışma fırsatı bulduk; İran ve Türkiye sineması üzerine sohbet ettik. Cumartesi festival kapsamında yapacağı ‘Ustalık Sınıfı’na rekor katılım olduğunu duyduk; sinema meraklıları, özellikle pek çok yönetmen kontenjanı çoktan doldurmuştu. Peki neler konuştuk ünlü yönetmen Mecid Mecidi ile? Detaylar yazının devamında…
Sohbet henüz başlamadan önce, Dostluk Kısa Film Festivali’nin Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen’den önemli bir bilgi öğreniyoruz: İran’da sinema salonları, en çok film izlenen seanslarda kısa filmler gösterirmiş. Bu yüzden de İran’da çok fazla kısa film çekiliyormuş. Yılda 5 bin tane! Dolayısıyla bir kısa film festivaline davet edilecek en doğru isim Mecidi’den başkası olamazdı diye düşünüyoruz.
Yemek başladığında ilk soru soruluyor; ülkesinde sansüre uğruyor mu? “Ben sanata biraz farklı bakıyorum” diyor Mecidi ve devam ediyor: “Ben bugünün siyasi meseleleri içinde kaybolmak istemiyorum. İnsanlara değen, onları anlatan, ortadan kaybolmayacak meselelere değinmek istiyorum. Bizim ülke olarak ciddi bir edebiyat ve kültür birikimimiz var. Onları oluşturan isimleri incelediğimizde, meselelere evrensel duygularla baktıklarını görürüz.