AB ile dans
Türkiye’nin diplomatik trafiği hızlandı. Bu aslında çok doğal. Zira coğrafi konumu gereği bu bölgeyle ilgili derdi olanların Türkiye’siz herhangi bir meseleyi halletmeleri kolay değil. AB mülteci krizini...
Türkiye’nin diplomatik trafiği hızlandı. Bu aslında çok doğal. Zira coğrafi konumu gereği bu bölgeyle ilgili derdi olanların Türkiye’siz herhangi bir meseleyi halletmeleri kolay değil. AB mülteci krizini aşmak, ABD Suriye’deki “tavşana kaç tazıya tut” siyasetini askeri açıdan işlevsel kılabilmek için Türkiye ile bir şekilde işbirliği yapmak zorunda. Rusya, Suriye’de desteklediği rejimin düşmemesi için duruma müdahale ettiğinde Moskova’nın da bir şekilde Ankara’nın coğrafyasıyla hesaplaşması gerekiyor. Tabii bu olumsuz anlamda gerçekleşiyor.
Şimdilik Rusya Türkiye’yi kendi sınırlarına hapsetmeyi becermiş gibi. Yani kendi caydırıcılığını kanıtlamak amacıyla Türkiye’nin Rus uçağını, gelen bazı haberlere göre Rus uçağı olduğunu bilerek düşürmesi en azından şimdilik Türkiye’nin hamle yapamaması sonucunu doğurdu. Toplumsal bilinçte hemen her ideolojiden vatandaşta bol miktarda bulunan Batı düşmanlığının sürekli körüklendiği bir ortamda Türkiye bir yandan Çin füzelerini alamadığını itiraf etmemek için gerçekten ihtiyaç duyduğu füze ihalesini iptal etti. Diğer yandan Rusya ile tek başına karşılaşamayacağından müttefiklerinin desteğini aradı.
Ne var ki hükümet haklı da olsa, hâlâ bu uçağın neden düşürülmüş olduğunu, yapılan tacize neden başka yöntemlerle cevap veremediğini anlatamıyor. Daha vahimi yaptığının ardından gelen Rus yaptırımları karşısında da henüz Türkiye’nin benzer derecede etkili bir cevabı bulunduğundan emin olmak mümkün değil. Bu uçağı düşürerek ne elde edilmek istendiği de, “çok kızarsam yaparım” mesajı verme dışında açıkça anlaşılmıyor. İlk gelişmeler atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmediği hatta taş atana daha fazla zarar verdiği yönünde.