Bir Alman’ın ölümü
ÇEK romancı Milan Kundera’yı 1980’lerde dünyaca tanınan bir yazar yapan, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı adlı eseriydi. Kitabın daha ilk sayfasında Kundera, “İnsanın iktidara karşı...
ÇEK romancı Milan Kundera’yı 1980’lerde dünyaca tanınan bir yazar yapan, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı adlı eseriydi. Kitabın daha ilk sayfasında Kundera, “İnsanın iktidara karşı mücadelesi, hafızanın unutmaya karşı mücadelesidir” diye yazmıştı. İktidar hem bazı şeylerin unutulmasını ister ve elindeki araçları bunu sağlamak için kullanır hem de yaşananların kendi istediği şekilde hatırlanmasının peşindedir. Hafızanın nasıl kullanıldığı kadar nasıl şekillendirildiği de iktidar mücadelesinin önemli bir parçasıdır.
En kaba haliyle iktidar, tarihi kendi siyasi hedefleri doğrultusunda kullanmak ister. Tıpkı dil gibi. Tarihin ve dilin kontrolü iktidar açısından mutlak gerekliliktir. Özellikle de otoriter ya da totaliter iktidarlar açısından. Bunu usturuplu yapanlar olduğu gibi yüzlerine gözlerine bulaştıranlar da olur. Türkiye’de pek çok kez karşılaştığımız bu pespayeliğin son örneği, Atatürk’ü İsmet İnönü’nün, üstelik de can düşmanıyla işbirliği yaparak zehirlediği safsatasıdır.
Hafızanın unutmaya karşı sürekli mücadele içinde olma gerekliliği bu nedenle iktidar mücadelesiyle iç içedir. Ne var ki iktidara karşı hafızayı harekete geçirenler aslında umarsız bir işe de soyunmuşlardır. Zira verdikleri mücadele yalnızca iktidara karşı değildir. Toplumlar da kendilerine doğruları söyleyenlerden pek hoşlanmazlar. Her toplumun tarihi hatırlanmak istenmeyen olaylarla doludur.