Bir sosyal bilimci
İLK kez, 33 yıl önce Ahmet Cevdet Paşa'nın Yeniçeri Ocağı'nın yok edilmesiyle ilgili görüşünü sunumunun odağına yerleştirdiği konuşmasını yaparken dinlemiştim Şerif Mardin'i. O...
İLK kez, 33 yıl önce Ahmet Cevdet Paşa'nın Yeniçeri Ocağı'nın yok edilmesiyle ilgili görüşünü sunumunun odağına yerleştirdiği konuşmasını yaparken dinlemiştim Şerif Mardin'i. O güne dek yalnızca yazılarından bildiğim, ismini bir efsane olarak duyduğum büyük sosyal bilimcimizle tanışmamız da o vesileyle idi. Öğrencisi olmadığım halde kendisinden çok feyiz aldım. Hem yaptığı işe sarsılmaz bir ciddiyet ve disiplinle yaklaşır hem de buralara çok uzak bir tavırla, düşüncesi ve makaleleri nüanslarla dolu olurdu. Her şeye siyasi tarafgirlikle bakan bir ülkede bu kolay sindirilecek bir özellik değildi. Vefatının ardından yazılan ipe sapa gelmez pek çok lafın da bu siyasi hınç şehvetinden kaynaklandığını sanırım. Uzunca süre, Türkiye üzerine düşünen, Türkiye'nin toplumsal yaşamındaki dönüşümü anlamaya çalışan yerli-yabancı hiç kimse, bunu Şerif Mardin okumadan gerçekleştiremezdi. Verdiği cevaplarla mutabık olmasanız bile sorduğu soruları önemsememezlik edemezdiniz.