Kabuk değişirken
ABD, Soğuk Savaş bittiğinde tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir güce sahipti. Bu gücü kısa vadede zorlayacak bir rakibi yoktu. Dünyayı kendi imgesine göre şekillendirmek için de küreselleşme...
ABD, Soğuk Savaş bittiğinde tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir güce sahipti. Bu gücü kısa vadede zorlayacak bir rakibi yoktu. Dünyayı kendi imgesine göre şekillendirmek için de küreselleşme yoluyla büyük bir fırsat yakalamıştı. 21. yüzyılın hemen başında iki meydan okumayla karşılaştı. Bunlardan siyasi/stratejik olanı 11 Eylül saldırılarıydı. İkincisi ise teknoloji şirketlerinin çökmesiyle başlayan ekonomik/finansal krizlerdizisiydi.
Küreselleşmenin iki sonucu Amerikan hegemonyasını ve iç düzenini de zorlayacaktı. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülke ekonomilerinin dünya ekonomisindeki payı düşüyor. Bunun bir nedeni demografik. 1950 yılında gelişmiş ülke nüfusları, dünya toplamının yüzde 27’siyken 2015’te yüzde 15’e düşmüş. Daha da düşecek. 2025’te Hindistan dünyanın en kalabalık ülkesi olurken, Afrika nüfusu da tüm gelişmişlerinkinden yüksek bir rakama erişecek.