Özel bir hafta
Savaş ruhunun canlandığı, cenazelerin huzur içinde kaldırılamadığı, yürüyüşlerin engellendiği ve toptancı düşman etiketi yapıştırma alışkanlığının...
Savaş ruhunun canlandığı, cenazelerin huzur içinde kaldırılamadığı, yürüyüşlerin engellendiği ve toptancı düşman etiketi yapıştırma alışkanlığının ciddi ivme kazandığı bir ortamda sakin olmak kolay değil. Serinkanlılığını muhafaza etmek de. Müthiş bölücü bir havanın egemen olduğu, hiçbir grubun diğerinin derdini, acısını, ıstırabını anlamak istemediği bir toplumda iç savaşın elinin kulağında olduğunu düşünmekse mümkün.
Tam da bu nedenlerle insani kaygıları bir yana bırakmadan ancak asıl amacınülkenin bir şiddet girdabına sürüklenmesini engellemek olduğunu kabul ederek düşünmek ve hareket etmek lazım. Olayların akışına biraz mesafeli bakınca gerçekten hayli önemli ve rota değiştirici günlerden geçtiğimize kuşku yok.
Üstelik bu yaşananlar 7 Haziran seçimlerinin kesin yargısını aynı kesinlikle reddeden ve erken seçime ülkeyi sürüklemek isteyenlerle, bir şekilde tüm engelleri aşıp koalisyon kurmaya çalışanlar amansız manevralar yaparken vuku buluyor. Sapla samanı mümkün olduğunca ayırmak bu nedenle önem taşıyor.
Aslında epeydir pişmekte olduğu anlaşılan değişiklik geçen haftaki gelişmelerle birlikte resmiyet kazandı. Türkiye’nin Suriye politikası, o bağlamda çeşitli cihatçı örgütlerle ve özel olarak da (IŞ)İD’le kurduğu ilişkinin niteliği değişti. Daha sistemik bir açıdan bakıldığında Türkiye, Ortadoğu’da kendi vizyonu doğrultusunda bağımsız ya da en azından geniş bir özerklik anlayışıyla hareket etme iradesini terk etti. İran ile P5+1 arasında imzalanan nükleer program anlaşmasının da katkısıyla şekillenen, Suriye’de farklı arayışları da gündeme getirebilecek yeni stratejik ortama Türkiye’nin de ayak uydurması gerekiyor.
Ankara Batı ittifakının, daha doğrusu ABD’nin çizdiği çerçeve ya da koyduğu parametreler içinde kalmayı kabul ederek stratejik aidiyeti konusundaki soru işaretlerini sildi. Murat Yetkin’in değerlendirmesiyle, “AK Parti hükümetlerinin 2011 yazından bu yana izlediği Suriye politikası artık geçersizdir, ortada yeni bir durum, yeni bir oyun planı vardır ve bu ABD’nin Suriye politikası bakımından da geçerlidir”.