Alevi kimliği
Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın'ın bugünkü (26.05.2022)'' Alevi kimliği'' başlıklı yazısı.
Tarih, hayatın tutanağıdır.
Tarih, insanoğlunun belleğidir.
Geçmişi eksik yazmak/anlatmak gelecek perspektifinde hataya yol açar.
Ali Ekber Ertürk meslektaşımızı kaybettik.
Araştırmacı, çalışkan, cesur gazeteci kimliğini ortaya koyan yazılar kaleme aldı arkadaşlarımız. Ancak:
Ali Ekber'in sadece yazdığı haberler yok, mesleki hayatta yaşadıkları da var. Bunu görmezden gelirsek Ali Ekber'i tam anlatmış olamayız…
Son günlerde Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği polemik konusu oldu. Yeniçağ gazetesinden Selcan Taşçı'nın iki gün önceki yazısının başlığı tarihi gerçeğe ışık tuttu:
-Alevi'den Ne Olur? Ne olmaz?
“Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olur mu, olmalı mı, olursa seçilir mi, bu ayrı bir tartışma; tartışalım da… Ve fakat Kılıçdaroğlu adının karşılığı, kaç kişide sahiden de, her şeyden önce ve sadece Aleviliği! Yuh kere yuh olsun bize!”
Meslektaşım Taşçı yazısını şöyle noktaladı:
-“Türkiye Cumhuriyeti'nde Alevi'den her şey olur!”
Mesela, Alevi'den gazeteci olur mu? Olur değil mi? Fakat, belirtilen düşünceler arasında karşıtlık bulunan “ama” sözcüğünü eklemek zorundayız.
Alevi gazeteci Ali Ekber Ertürk'ün meslek yaşamında karşılaştığı ayrımcılık buna örnektir. Bu gerçek yazılmazsa tarih eksik olur. Yazayım:
AKP TAVRI
Tarih: 3 Aralık 2014.
Bu köşede Ali Ekber Ertürk'ün yeni çıkan “Tehlikeli Bir Muhabirin Anıları” adlı kitabından alıntılar yaptım:
-AKP kurulurken Star'daydım. İlk zamanlarda çok rahat çalıştığımız AKP'de bana bakışlarda farklılık hissetmeye başlamıştım. Bunu, gazetede çıkan haberlere yoruyordum. Ancak bir gün Genel Başkan Yardımcılığı yapan Ali Coşkun bana öyle bir şey aktardı ki, çok şaşırdım: ‘Bak Ali Ekber! Sana bunların bir önyargısı var' dedi. ‘Neden' diye sordum. ‘MKYK toplantısında adın geçti. İsmi lazım değil, biri dedi ki: O Alevi. Bizi takip etmesin, partiye de girmesin.' Çok şaşırmıştım… (s. 77)