Asıl hedef atlanıyor
Sanıyorum ilk Meiji reformu döneminde Japonya... Sonra Sun Yat Sen döneminde Çin Cumhuriyeti...
Ülkenin refaha kavuşturma şartlarından biri de, yurt dışına öğrenci göndermekti. Sosyalist Çin de bunu sürdürdü...
Zekaları ve öğrenme açlıkları kanıtlamış bu gençler, gittikleri Batı ülkelerinde çeşitli alanlarda derinlemesine bilgi ve tecrübe edindi. Gelişmenin modernleşmenin öncüsü oldular...
Çin’i bu bugünkü büyüklüğe taşıyan Deng bunlardan biriydi, Fransa’da bulundu...
Güçlü Rus donanmasını yok eden Japon komutan Togo bunlardan biriydi, İngiltere’de bulundu...
ABD’yi dünya devi yapanlar da Avrupalı göçmenler değil miydi? “Altına hücum!” Gerçi çok azı altın buldu. Ama: Bavyera’dan San Francisco’ya gelen genç göçmen Levi Strauus altın bulamadı ama altın arayıcılara “blue jean”/ kot pantolon üreterek dünya markası yarattı...
Tek kişi değil kuşkusuz; düşlerini gerçekleştirmek isteyen göçmen mucitler ABD’nin yolunu tuttu. Böylece:
Amerikan İç Savaşı (1861-1865) bitince ülke nüfusu otuz beş milyondan yarım yüzyıl sonra yüz milyonu aştı!
Göç olgusunun uygarlığın gelişmesine katkılarda bulunduğu görmezden gelinemez. Göç bir yönüyle dinamizmdir ve toplumları canlı tutar...
Konuyu şuraya bağlayacağım:
★★★
Son dönemde ülkemizin ana konularından biri; dışarı verdiğimiz düzenli “akıl” göçü ve yurdumuza gelen düzensiz “fizik” göçü...