Bir portre
Bu makaleyi yazdığım için…Kiminiz kızacak…Kiminiz aptal bir romantizm diyecek… Kiminiz celladına aşık ruh hali diye yorumlayacak… Hepsini anlayabilirim. Ama… Önemli bir meseleyi başka...
Bu makaleyi yazdığım için…
Kiminiz kızacak…
Kiminiz aptal bir romantizm diyecek…
Kiminiz celladına aşık ruh hali diye yorumlayacak…
Hepsini anlayabilirim. Ama…
Önemli bir meseleyi başka açılardan tartışmak zorundayız. Bu sebeple gündemdeki bir ismi seçtim: Ferhat Sarıkaya!
Eski savcı…
İddianameleriyle Türkiye’yi bölen…
Üniversite genel sekreteri Enver Arpalı’nın cezaevinde intiharına sebep olan…
Üst düzey komutanları darbe yapmak için çete kurmakla itham eden…
Meslekten atılan ve yandaş alkışlarıyla tekrar mesleğine iade edilen…
Bir FETÖ kumpasçı var karşınızda!
Kuşkusuz bunları biliyorsunuz. Hepsi doğru. Ama…
Benim Ferhat Sarıkaya konusunda yazacaklarım başka!
Yıl, 1969.
Yer, Kırşehir- Pekmezci Köyü.
Abdurrahman ile Akile çiftinin altı çocuğundan beşincisi olarak dünyaya geldi. Ailenin tek okuyanı oldu.
Baba Almanya’da işçi olarak çalışırken vefat etti. Ailenin ilk kaybı değildi bu; Ferhat çok sevdiği ağabeyini de kaybetti.
Öksüz Ferhat…
İlkokulu köyünde okudu; 1981’de devlet parasız yatılı sınavını kazandı; orta ve liseyi okumak için Kayseri Mimar Sinan Öğretmen Okulu’na gitti. (1940’ta kurulan bu okul, 1954 yılına kadar Pazarören Köy Enstitüsü olarak eğitim-öğretim verdi. 96 dönüm arazi üzerinde çeşit çeşit ağaçların içinde yer aldığı bir okuldu. Siyasal iktidarlar darmadağın etti!)
Öğretmen okuluna adımını 12 yaşında, 12 Eylül darbesi döneminde attı. Yani…
-Solun...