Hedef ne?
Yandaş gazetecilik Türkiye’de uzmanlaşmayı yok etti. Ülkenin ufkunu açacak tek yazıları yok. Gazeteciliği “iktidar piarı” sanıyorlar. Örneğin… Konuyu, Erdoğan’ın...
Yandaş gazetecilik Türkiye’de uzmanlaşmayı yok etti.
Ülkenin ufkunu açacak tek yazıları yok.
Gazeteciliği “iktidar piarı” sanıyorlar.
Örneğin…
Konuyu, Erdoğan’ın korumaları meselesine getireceğim.
Erdoğan yakında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere New York’a gidecek.
Erdoğan’ın bu yıl 16 Mayıs’ta Washington’daki kavgaya karışan korumaları götürmesi ihtimal dışı. 12 koruma hakkında tutuklama kararı var! ABD’ye adım attıklarında hapse konacaklar.
“Şu işi uzman bir gazeteci yazsa da okusam” dediğim konu bu.
Bizde bu konuda da duygusal tartışmalar oluyor.
-”Göstericiler PKK/PYD idi, hak ettiler.”
-”Erdoğan’ın korumaları Türkiye Cumhuriyeti’ni rezil etti.”
Başka? Başka yok.
Kavgayı ilk duyduğumda hiç umursamadım. Özellikle Ankara’da muhabirlik yapanlar korumaların bu tür tavırlarını yakından bilir. Kendi aralarında bile kavga ederler. Örneğin. Cumhurbaşkanı Demirel’in korumaları, Başbakan Çiller’in korumalarını ayakla-dizle-dirsekle dövüp dururdu! Evet, korumaların Amerika’daki davranışları beni pek şaşırtmadı. Bu korumaların 2011 ve 2016 yılında da New York’ta kavga çıkardığını biliyorum. Alıştık artık!
Keza. ABD medyasının olayı büyütmesine de pek şaşırmadım. Amerika’da “PYD seviciliği” epeydir gündemde. “Kamuoyu oluşturmak için olayı abartıyorlar” diye düşündüm. Buna da alıştık!
Ancak… Korumalar meselesi bambaşka yere sürükleniyor…