Her seferinde duvara toslamak
Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın'ın bugünkü (15.03.2022)''Her seferinde duvara toslamak'' başlıklı yazısı.
Bu yazımda “düşünce idmanı”-“fikir jimnastiği” yapacağım. Çünkü, ülkedeki tartışmalar rutin dışına çıkmıyor.
Çıkış konum, Ukrayna-Rusya Savaşı! Tartışmaların merkezinde şu soru var; “Savaşa kim sebep oldu?”
Bu bıktırıcı konuya tekrar tekrar sizi sokmamak için Afrika'dan örnek vereceğim:
Ruanda'da 1994 yılında 800 bin kişinin soykırıma uğrayıp öldürülmesinin sebebi neydi?
-Belçika ve Fransa'nın sömürge politikaları…
-Avrupa kaynaklı ırk temeline dayalı teoriler…
-Tutsi bölgesinin verimli tarım alanları…
-Hutu kabilesinden Ruanda devlet başkanının öldürülmesi…
-ABD'nin BM Gücü'nü çekmesi…
Uzatmayayım… Benzerini Sudan, Irak, Libya, Suriye, Afganistan gibi kaç ülke yaşadı?
Görüyoruz: Ukrayna-Rusya Savaşı gibi tüm sonuçları ortaya çıkaran “neden” sorusu, kişiye göre farklı yanıt buluyor.
Peki, gerçek ne? Tek toplumsal gerçeklik olabilir mi? Gerçeklik dediğimizde sadece fiziki/maddeyi mi anlamalıyız veya kader gibi Tanrı'nın iradesini mi?
Ya da:
Batı merkezli düşünce sisteminin “inşasında” çürüklük olabilir mi? Öğretilen “müfredat” ne derece doğru? Her olaya yanıt veren dayatmacı ezber, dünya sorunları karşısında yetersiz mi kalıyor? Metafiziği saf dışı eden üç yüz yıllık Aydınlanma Çağı, yükselişten ve
duraklamadan sonra çöküşe mi geçti? Tartışmaların kısır olmasının sebebi bu mu?
TEMELİ KİM ATT