Kim deli?
DuPont… Bu ismi insanlarımız nereden biliyor: Güreşten! Beş dalda Oscar adayı olan bir film vardı: Foxcatcher! ABD’nin şampiyon güreşçisi Mark Schultz ile DuPont’un varisi 58 yaşındaki John du Pont...
DuPont…
Bu ismi insanlarımız nereden biliyor:
Güreşten!
Beş dalda Oscar adayı olan bir film vardı: Foxcatcher!
ABD’nin şampiyon güreşçisi Mark Schultz ile DuPont’un varisi 58 yaşındaki John du Pont arasındaki “ilişkiyi” konu etti. (İlişki sözcüğünü tırnak içinde yazdım çünkü aralarında eşcinsel bir ilişki vardı. Ama film buna yer vermedi. Amerikan basınında bu nedenle filme çok eleştiriler yapıldı. Güreşçi Mark Schultz iddiaları reddetti. Vs.)
Türk kamuoyu Amerikalı güreşçiyi, 1984 Los Angeles Olimpiyatı’nda Reşit Karabacak ile karşılaşmasında, -açık ara geride giderken ve elenmek üzereyken- yasak bir oyunla bizim güreşçinin kolunu kırarak şampiyon olmasından tanıyor.
Bir sonra ki… 1988 Seul Olimpiyatı’nda, milli güreşçimiz Necmi Gençalp, Mark Schultz’ı yerden yere vurup 14-0 kazanarak rövanşı aldı!
Bu mağlubiyetin acı sonu oldu:
John DuPont, Mark Schultz’ın ağabeyi -yine güreşçi olan- Dave’yi öldürdü. Film bu sonla bitti.
John DuPont 2010 yılında cezaevinde öldü. Vasiyeti açıldığında herkes şoke oldu. 10 ay süren evliliğinden çocuğu yoktu. 200 milyon doları bulan yıllık gelirinin büyük bölümünü -tıpkı Mark Schultz gibi- himayesine aldığı dünya şampiyonu Bulgar güreşçi Valentin Yordanov’a bıraktı!
John DuPont’un yeğenleri Beverly A. DuPont Gauggel ve William H. DuPont vasiyete itiraz etti. John DuPont’un “deli” olduğunu iddia ettiler…
Deli miydi peki?
DuPont “ürünü” atom bombasının “marifeti”…
Hiroşima’ya atılan atom bombasını biliyorsunuz…
Nagasaki’ye atılan atom bombasını biliyorsunuz…
Tokyo Soykırımı’nı biliyor musunuz?
Bileniniz azdır, pek yazılmasını-konuşulmasını istemezler!
Tarih: 24 Eylül 1944.
Amerikan Ordusu’nun Tokyo’ya hava saldırısı başladı; askeri bölgeler bombalanmaya başladı.
Fakat beklenen sonuç bir türlü elde edilemiyordu.
Almanya’ya yapılan hava saldırısında “başarı” sağlayan Albay Curtis LeMay hava saldırısı komutanı yapıldı.
Albay LeMay, Japonya üzerinde bulutlu havanın çok yüksek olması nedeniyle yüksek irtifadan (2 bin feetten) atılan bombaların etkisiz olduğunu gördü. Keza…
Japon şehirleri büyük oranda ahşap ve kağıt gibi yanıcı malzemelerden yapılmıştı. Yangın çıkaracak; ve bombanın atıldığı yerden kilometrelerce uzakta insanlar bile rüzgarın etkisiyle yanarak ölecekti. Bu nedenle bombaya jöle gibi bir kimyasal madde konacaktı.
İşte…
Bugün adına “jöle napalm” denen bombayı DuPont bulup üretti. (Albay LeMay ile Dupontlar’ın Fransız Huguenot soyundan olması tesadüf müydü?)
DuPont’un yaptığı “jöle napalm” Teksas’ta ahşaptan yapılan evler ve hayvanlar üzerinde denendi. Sonuç korkunçtu.
Bombalar hazırdı. Etkili olması için sonbahar rüzgarları beklenecekti.
Tarih: 9-10 Mart 1945.
Gece yarısı… Her biri 6 ton ağırlığında napalm bombalarıyla yüklü 325 B-29 uçağı Tokyo’ya 2.5 saat bomba yağdırdı. Bir gecede 100 bin insan ve 278 bin ev yanıp kül oldu.
Ardından… Japonya’ya DuPont “ürünü” atom bombası atılarak toplamda 500 bine yakın insan katledildi.
Demek…
John DuPont “deli” idi öyle mi?
Savaştan sonra…
Soykırımcı LeMay, 44 yaşında ABD tarihinin en genç dört yıldızlı generali unvanını kazandı. Toplamda 12 “kahramanlık” madalyası aldı.
“Küba’ya nükleer bomba atılsın” dedi.
“Vietnam yakılsın” dedi.
Emekli olduğunda politikaya atıldı. Bu örnekler ABD’de çok!
Beni asıl şaşırtan ne biliyor musunuz?
Tokyo soykırımının üzerinden yıllar geçti.
Bu yıl başında…
Tarih: 18 Ocak 2017.
Tokyo Expo Fuarı’nın W20-13 numaralı standında DuPont vardı.
Ne satıyordu biliyor
musunuz:
Adına “akıllı giyim” dediği yangınlara dayanıklı tekstil ürünleri!
Dikkatinizi çekerim Tokyo’da açtı bu standı.
Hâlâ meydan okuyordu.
Japonlar ses bile
çıkaramadı.
İnsanoğlu nasıl bu hale getirildi?
Sözüm ona Japonlar tarihlerine-geleneklerine bağlı.
Geçiniz…
Soykırım bombaları sırasında 500 öğrencinin sığındığı okulda yaşananları yazan Japon yazar Kobayashi Miyoko’nun “Koza’ya Dönüşen Kadın” kitabını unutmuşa benziyorlar!
“Dışarı çıkan gençler kurtuldular mı öldüler mi bilemiyorum. Sadece bir tanesi, bütün vücudu sargılar içinde, simsiyah yanmış, gözlerini sımsıkı kapamış, zorla nefes alıyordu. Bu genç çocuk da ölecekse, biz hepimiz beraber ölelim, onun da hayatı bizimki kadar önemli olmalıydı diye düşündüm…”
LeMaylar…
DuPontlar…
Hâlâ faaliyetlerine devam ediyor…
Biyolojik savaş görünmez silahlar ile sürüyor.
Bu bazen tohum…
Bu bazen kimyasal ilaçlar…
Bu bazen kullandığınız kap-kacak oluyor.
Hepsini üreten de -dünyanın en büyük silah sanayine sahip- DuPont!