Medya ve elitler
Popülizmin yükselişiyle birlikte keskin siyasi kutuplaşma ülkenin düşünsel hayatını teslim aldı. Siyasi alan “dost”-“düşman” kategorisine ayrılarak...
Popülizmin yükselişiyle birlikte keskin siyasi kutuplaşma ülkenin düşünsel hayatını teslim aldı. Siyasi alan “dost”-“düşman” kategorisine ayrılarak, “biz” ve “onlar” savaşına dönüştürüldü.
“Biz”; iyi, doğru, adaletli, ahlaklı, tehdit altında mağdur ve üstün- değerli olmak…
“Onlar”; kötülüğün, kalitesizliğin, zalimliğin, adaletsizliğin, vasatlığın, kötülüğün adresi…
Her “mahalle” karşıtını/karşısını böyle görüyor…
Kimse “ötekileştirdiğini” duymak- okumak istemiyor. “Ama” diyenin meydanlarda/sosyal medyada “asıldığı” süreçten geçiyoruz…
Aklı/ sağduyuyu kaybettik. Bin kez “rekabet demek, çatışma demek değil” desek de dinleyen kim?