O fotoğraf...
Sonda yazacağımı ilk başta yazayım: Türkiye kazandı. Demokrasi kazandı. Cumhuriyet kazandı.
Demek oluyormuş: Adaylar bir araya gelip ekranda canlı yayında tartışabiliyormuş.
Unutmuşuz! Unutturmuşlar!
Tatlı tatlı atışmayı ne çok özlemişiz.
Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ı izlerken öyle mutlu oldum ki:
Kimse kimseye “terörist” demedi.
Kimse kimseye “hain” demedi.
Kimse kimseyi “beka” demedi.
Hakaretler havada uçuşmadı.
Kimse kimseyi aşağılamadı.
Kimse kimseyi korkutmadı.
Aksine, gülümsediler.
Aksine, espri yaptılar.
Aksine, centilmence davrandılar.
Birbirlerine hediye verdiler, daha ne olsun.
Aileler yan yana gelip, aynı çerçeve içinde yer alıp fotoğraf çektirdi, daha ne olsun.
O fotoğraf Türkiye fotoğrafıdır.
O fotoğrafta hepimiz varız.
O fotoğraf kutuplaşmanın-kamplaşmanın son bulacağı umudunun fotoğrafıdır.
O fotoğraf tartışma sonrası tarafların el sıkışabileceğinin fotoğrafıdır.
Tartışıp sonra fotoğraf çekileceğini eşe dosta gösterdik.
O fotoğraf hepimizin gurur fotoğrafıdır.
Birliğimizin-dirliğimizin-kardeşliğimizin fotoğrafıdır.