Oligark demokrasisi
Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın'ın bugünkü (04.03.2022)'' Oligark demokrasisi'' başlıklı yazısı.
Biden'ın hedefinde “onlar” var.
Global finansçıların hedefinde “onlar” var.
Küresel medyanın hedefinde “onlar” var.
Yani Rus oligarklar…
Batı, dün ortaklık yaptığı Rus oligarkların malına-mülküne bugün hukuksuz el koymaya başladı. (İşe kan da bulaştı; Rus oligark Mikhail Watford İngiltere'deki evinin garajında dün ölü bulundu.)
Peki, ya Ukraynalı oligarklar?
Ukrayna, bir “oligark cumhuriyeti” değil mi? Yazayım:
Yıl, 1991. Ukrayna bağımsız oldu.
Devlete ait varlıkların hızlı şekilde özelleştirilmesiyle, Ukrayna'nın ekonomi ve siyasi sahnesine türedi iş insanları/oligarklar çıktı.
Neredeyse sıfırdan başlayan oligarklar, devletin serbest piyasa temelli ekonomiye geçişiyle siyaset ve hükümet ilişkilerini kullanıp hızla zenginleşti. Öyle ki:
En zengin 50 oligarkın toplam serveti, ülkedeki tüm nihai ürünlerin/GSYİH yüzde 85'ine eşit oldu!
Siyasette güç sahibi olmadan, devletin malını yağmalamanın imkânsız olduğu küresel “piyasa kuralı” değil mi?
Ukrayna'da da oligarklar, siyasi partilerin kontrolünü tamamen ele geçirdi. (Sanmayınız ki sadece sağcı muhafazakâr partilerde güçlü idiydiler. Solcu görünümlü Ukrayna Yeşiller Partisi, Ukrayna İşçi Partisi, Ukrayna Sosyal Demokrat Partisi vd. nüfuz kazandılar.)
Aslında ortada partiler yoktu! Ukrayna siyasetinde oligarklar etrafında gruplanmış birkaç “klan”/hizip vardı:
-“Donetsk klanı” (Rinat Akhmetov, Viktor Yanukoviç ve Mykola Azarov…)
-“Dnipropetrovsk klanı” (Yulia Timoşenko, Leonid Kuchma, Viktor Pinchuk, Sergey Tigipko ve Pavlo Lazarenko…)
– “Kiev klanı” (Viktor Medvedchuk ve Surkis kardeşler; bu klan ayrıca Zakarpattia Oblastı ile bağlantılı.)
-Ve daha küçük olan “Kharkiv klanı”…