Önyargıları yıkmak
Yıl, 1917.“Çoğunluktan yana” anlamına gelen Bolşevikler, “Barış, Ekmek, Adalet” talebiyle ayaklanarak, despot Çarlık rejimini yıktı. 20’nci yüzyılı derinden etkileyecek en...
Yıl, 1917.
“Çoğunluktan yana” anlamına gelen Bolşevikler, “Barış, Ekmek, Adalet” talebiyle ayaklanarak, despot Çarlık rejimini yıktı.
20’nci yüzyılı derinden etkileyecek en büyük sosyalist devrim kuruldu.
Ancak. Enkaz devraldı:
– Ülke dünya savaşından çıkmıştı ama bu kez iç savaş yaşanıyordu.
– Halkın üçte biri açlık yaşıyordu.
– Rusya’daki 4 bin 877 işletmeden sadece 2 bin 984’ü çalışıyordu.
– “Nitelikli nüfus” yurtdışına kaçıyordu.
Kaos yaşanıyordu:
– Kimileri “halk mahkemesi” kurup Tanrı’yı yargılayıp ölüm cezasına çarptırıp, gökyüzüne kurşun yağdırıyordu!
– Kimileri artık çalışmamak için saat kulelerine ateş ediyordu!
Pek de beklemediği devrimi avucunda bulan Lenin ne yapacaktı?
Marks-Engels genellikle anti-kapitalizm üzerine çalışıp-yazmışlardı. Onlara göre tarihi süreç belliydi; kapitalizmin bir üst aşaması sosyalizm idi.
Ama… Sanayileşmemiş ve dolayısıyla proletarya bilinci yaygınlaşmamış, gelişmiş burjuvazi olmayan ve savaşlarla boğuşan Rusya’da kurulmuştu sosyalizm.
Rusya’da “erken doğum” olmuştu!
Keza.
Lenin’in, 1871 yılındaki 72 günlük Paris Komünü dışında ders alacağı pratik de yoktu.
Önce bekledi: “Almanya ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde de sosyalizm kurulacaktı!” Ne gezer! Onlar da Kızıl Ordu’yu bekliyordu; “gelse de sosyalizmi kursa” diye.
Sonuçta…
İş başa düştü; “prematüre bebek” yaşatılacaktı…
Ama nasıl?
Tarihte… Hiçbir zaman ihti...