Quo vadis*
Peki, 1839 yılıyla başlayan modern hukuk arayışı/merkezi devlet düzeni, -yaklaşık 200 yıl sonra- bugün nereye savruldu?
Osmanlı ne zaman gerilemeye başladı; Şeyhülislamların, 16’ncı yüz yıldan itibaren devletteki konum ve etkileri arttı. Nitekim 19’uncu yüzyılda Şer’iyye Nazırı olarak kabineye dâhil oldular.
Din adamı öneminin artışı, Osmanlı devletinin gerilemesine koşut olarak dinin toplumsal yaşamda daha fazla değer kazanması ve ideolojileşmesinin sonucu oldu. Oysa:
Geleneksel kuruluş ve büyüme döneminde, müftülerin hukuksal konumu danışmanlıktan ibaretti. Ve din adamı, “hukukçu” kadılar kadar güçlü örgütlenmeye sahip değildi.
Ne zaman gerileme dönemine girildi; Osmanlı yönetimi ‘halife’ unvanını da çokça vurgulamaya başladı. Böylece teokratik devlet niteliği ortaya çıktı. Böylece:
“Hukuk bilimi” her şeyden önce Allah’ın kanununu keşfetme çabasıydı. Hukuki sorunların ince ayrıntılarla çözümlenmesi ancak Allah’ın iradesini kavramakla mümkündü.
Fakat. Bu gerilemeye çare olmadı.
....