Siyasi yelpaze
Sözcü yazarı Soner Yalçın bu hafta 'Siyasi yelpaze' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Daha ortada “ideoloji” kavramı yokken, “sol” ve “sağ” terimleri ilk kez 1789 Fransız Devrimi sırasında ulusal meclis üyelerinin oturumuyla başladı:
Meclis başkanının sağında dine, krala sadık eski rejim destekçileri, solunda ise radikal devrimciler oturdu.
1791’den itibaren ulusal meclis üyeleri değişse de saflaşma sürdü; “yenilikçiler”, “ılımlılar” merkezde ve solda, kendilerine “anayasanın vicdanlı savunucuları” diyen eski rejim savunucuları sağda oturdu.
Zamanla “burjuvazinin aristokrasiyle uzlaşmasıyla” bu kavramlara “aşırı sağ”-“aşırı sol” ve “merkez sağ”-“merkez sol” terimleri eklendi...
İşçi sınıfı 1848 Devrimi günlerinde saflaşma “demokratik sosyalistler” ile “gericiler” olarak isimlendirildi.
1871’de Üçüncü Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte terimler siyasi partiler tarafından benimsendi: Cumhuriyetçi Sol, Merkez Sağ, Merkez Sol, Aşırı Sol (1876) ve Radikal Sol (1881)... Vs. Vs.
Şunu da belirtmeliyim: “Sol” ve “sağ” kelimeleri ilk başta muhalifleri tarafından hakaret olarak kullanıldı. Gerçekte soldakiler kendilerini sıklıkla “cumhuriyetçiler” sağdakiler ise kendilerini sıklıkla “muhafazakâr” isimlendirdi...
★★★
“Sol” ve “sağ” kelimelerinin kullanımı Fransa’dan diğer ülkelere yayıldı. Örneğin, İngiliz siyasetinde “sağ” ve “sol” terimleri ilk kez 1930’ların sonlarında İspanya İç Savaşı’na ilişkin tartışmalarla kullanıma girdi. İlginçtir İspanya İç Savaşı sırasında faşist falanjistler, “sağ” ve “sol” kavramların olmadığını (senkretik politikayı) ilk savunan siyasi hareket oldu!
Dünyada genel olarak sol kanat özgürlük, eşitlik, kardeşlik, insan hakları, ilericilik, reform ve enternasyonalizm gibi fikirlere, sağ kanat otorite, hiyerarşi, düzen, yurtseverlik, görev gibi kavramlara vurgu yaptı.
İki kavramın her ülkede farklı anlamları olduğunu da belirtmek lazım: