Söylenti değil, gerçek
Yaşadığımız ekonomik krizi “üst akla” bağlayanlara hatırlatmada bulunmak istiyorum.Önce bazı bilgiler aktarayım:Para/finans ürkektir; siyasal ve yasal ortam istikrarsız ise kaçar.Keza: Sermaye, güven iklimini...
Yaşadığımız ekonomik krizi “üst akla” bağlayanlara hatırlatmada bulunmak istiyorum.
Önce bazı bilgiler aktarayım:
Para/finans ürkektir; siyasal ve yasal ortam istikrarsız ise kaçar.
Keza:
Sermaye, güven iklimini sever; iktidara ve kanunlara inanırsa yatırım yapar. Çünkü yatırım ileriye dönük karardır; geri alınması söz konusu değildir. Ülkeyi yönetenin iki dudağından çıkacak söze değil, demokrasiye-özgürlüklere dayanmak ister. Ve:
– Sağlam bir hukuk sistemi ister.
– Sağlam bir maliye-para politikası ister.
– Sağlam bir rekabet piyasası-şeffaflık ister.
– Sağlam bir teknoloji-alt yapı ister.
Hiç arzulamadığı diktatörlüktür!
Hiç arzulamadığı çarpık, kuralsız, yasa dışı uygulamalardır!
Konuyu 16 yıllık AKP iktidarının kamu ihalelerine getireceğim. (Ki IMF 2005 Raporu’na göre kamu ihalelerinde yapılan usulsüzlük, dünyada en çok görülen yolsuzluk çeşidiydi! Türkiye’de inşaat ihalelerinde neden büyük artış yaşandı sanıyorsunuz?)
Kuşkusuz…
2002 yılı öncesinde yolsuzluk skandalları oldu. Kişisel düzeyde belli siyasiler ve bürokratlar kanundaki boşluklardan faydalanarak rant elde etti/ zenginleşti.
Ancak…
2002 yılından sonra bu bütünüyle değişti; iktidarın bizzat kendisi yasaları değiştirmek suretiyle yolsuzluk ve kayırmacılık/(klientalizm) yapmaya başladı!
Bir örnek vermeme izin veriniz…...