Gudubetliğin tarihi ve kadın manifestosu!

Merhaba canım okuyucu, dertleşmemiz gereken bazı konular var.

Yaklaşık iki yıldır, saçlarımın arka tarafını kazıtıyorum, ense ve üzeri bölgeyi. Hayli rahat ettiriyor beni. Hele ki benim gibi kafanız 5 kilodan fazla saç barındırıyorsanız, ciddi anlamda rahatlıyorsunuz. Benim saçlarımın öyle maşallahı var ki, eksikliği hissedilmiyor ensemin. Tabi dertleşmemiz gereken konu benim koca kafam değil. Mesele daha ciddi.

O SURAT NE ÖYLE ALLAHINI SEVERSEN!

Efendim, ne diyorduk, işte sürekli saçlarımı kazıtırım. Bunun için genellikle erkek kuaförlerini tercih ederim. Kadın kuaförleri detaya iniyorlar falan, yamuk kesiyor mutlaka bir aksilik oluyor. Bu olayı yaşadığım gün, ilk bulduğum erkek berberine daldım yine, kazıtacağım, kurtulacağım. Erkek berberine girdim ve sadece ‘Elinizde çok iş var mı, saçlarımı kazıtmak istiyorum, biraz acele ama’ dedim. Kuaföre üç kişi var, hepsi dumur. Ve cevap şu ‘Burası bayan kuaförü değil. Git orada kazıt Allah Allah, ahlaksız.’ Ne müthiş fikir, nasıl benim aklıma gelmedi. Tabi bu sırada arka da 55-60 yaşlarında bir bey ‘cık, cık’layıp, taşa yontulup ‘Gudubetliğin dünya tarihi’ olarak okutulabilecek bir sıfatla bana bakıyor. Cevap veremedim, ilk defa böyle bir muamele ile karşılaştım. Aklımda iki sorum var; ‘Beni kuaförden neden kovdun?’, ‘Gudubet amca neden cık’ladın?’ Siz değil misiniz, evladınız yaşındaki kızların arkasından bakıp, onları süzen. Aa, çok ayıp birbirimizi kandırmayalım değil mi! Ben ne kuaförünüze gelmekle hata yaptım, ne de saçımı kazıtmakla. Burada bir hata varsa, o da sizsiniz.

Geçtiğimiz günlerde, Kocaeli’de yaşlı bir bey, minibüste askılı bir elbise giyen bir kadından rahatsız olmuş. Şoföre diyor ki ‘Karakola çek, sen böyle araç süremezsin. Böyle olmaz, hayret bir şey.’ Evet burada çok hayret bir şey durum var. O da, yontulmamış iç güdülerinle hala yaşam sürebilmen ve bu yaşına rağmen hala bir kadından tahrik olabilmen! Ürolojik açıdan değerlendirilmen lazım. Fakat gel gör ki, sosyolojik açıdan sıfırsınız beyefendi. Ne yazık ki, aciz zihniyetinizi biraz da olsa yontabilecek bir materyal henüz geliştirilmedi. Bilim, bilgi organları gelişti ama onlar size göre değil, değil mi? Şimdi canım okuyucu, bana sen söyle; beni erkek kuaförüne gittiğim için kovan, cık cıklayan zihniyet ile, bir kadın askılı giydiği için, karakol önüne araç çektirmek isteyen zihniyet arasında fark var mı? Ne zaman kadınlara yaşam alanı bırakacaksınız? Hayır canım, merakımdan soruyorum sadece. Bitti mi, bitmedi…