Bu seçimde cesur olun arkadaşlar
Sivas tarih boyunca önemli bir kent olmuş. Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu dönemlerinde başkentlik bile yapmış önemli bir ticaret merkezi. Tam Anadolu'nun kuzey-güney ve doğu-batı ticaret yollarının kesiştiği bir konumda....
Sivas tarih boyunca önemli bir kent olmuş. Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu dönemlerinde başkentlik bile yapmış önemli bir ticaret merkezi. Tam Anadolu'nun kuzey-güney ve doğu-batı ticaret yollarının kesiştiği bir konumda. Cenevizlililerin de Bulgarların da Yahudilerin de, Ermenilerin de yerleşim alanları, mahalleleri, ibadet yerleri bıraktığı izler var.
İbn Batuta 14. yüzyılın ortalarında Sivas'ı şöyle tanımlıyor:
“Umumi Vali ile ileri gelen askeri kumandanlar orada otururlar. Şehir, hem güzel, hem de bakımlı olup geniş caddelere sahiptir. Çarşıları insanlarla dolup taşar. Burada medrese tarzında inşa edilmiş Darü's-Siya'de / Beğler Konağı denilen büyük bir bina vardır ki, sadece peygamber soyundan gelen misafirler bu konakta ağırlanırlar...”
Daha sonra büyük camileri, kervansarayları, hamamları ve medreseleri ile Anadolu'nun en önemli eyaletlerinden biri. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden öğrendiğimize göre 1649’da “Surların kuşattığı sahada Sivas 40 mahalleye ayrılmıştı ve 4600 ev bulunuyordu. Şehirde 18 han, Ulu Camii civarında bedestende ise 1000 (?) dükkan, 140 ibtida mektebi, 45 çeşmesi ve hamamları" bulunuyordu.
17. yüzyılın ilk yıllarında Anadolu'yu dolaşan Polonyalı Simeon Seyahatnamesinde Sivas'la ilgili şöyle diyor:
“Sivas, enine ve boyuna çok büyük çok nüfuslu, ekmeğ, eti, süt ve yağı bol bir şehirdir...”