Hadi! Ha gayret az kaldı!
Leyleği havada görmedik galiba, bu kez biraz kendimiz leylek olduk. Şimdi takvimi açıp saydım. Bugün altıncı gün. İstanbul'dan çıktık Gaziantep, Ankara, İzmir, İzmir'de Seferihisar'dan Karşıyaka'ya...
Leyleği havada görmedik galiba, bu kez biraz kendimiz leylek olduk. Şimdi takvimi açıp saydım. Bugün altıncı gün. İstanbul'dan çıktık Gaziantep, Ankara, İzmir, İzmir'de Seferihisar'dan Karşıyaka'ya birkaç tur, tekrar Ankara Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM)-Konrad Adenauer Vakfı'nın ortak düzenlediği Orta Asya'da Avrupa Birliği-Türkiye İşbirliği Toplantısı, toplantıdan çıkıp doğru havaalanı dün gece (Cuma) Çanakkale. Tevfikiye Köyü'nde Üretim Devrimi Kurultayı'yla programı kapatacağız. Bu gece döneceğiz. İstanbul Kadıköy'de eğitim toplantımıza yetişeceğiz...
Yorulduk mu?
Yooo...
Her gittiğimiz yer ayrı bir keyifti bizim için.
Günü değerlendirmek için elbette hep ilk uçağı kullandık. Sabah üçte-dörtte kalktık, biraz uykusuz kaldık o kadar.
Antep'te yurt dışından Ulusal Kanal Gönüllüleri vardı. Güneydoğu gezilerinin sondan bir önceki durakları. Adıyaman Nemrut Dağı'ndan geldiler. Onlar da nasıl mutluydular. Nasıl gururluydular. Nasıl hayrandılar.
Diyarbakır, Urfa, Mardin, Hatay... her gittikleri yer ayrı bir övünç kaynağı.
Biz işte buyuz!
O kökler, ah o kökler!
Bizi biz yapan.
Nasıl bir kültürel derinlik, yaşanmışlık, yaratıcılık.
Müziğinden, yemeğine, bezinden, kapı tokmağına...
Ama ille de insanına. İzmir
Elbette esnaf memnun. Turizme can suyu....