Mehmet Ali Yılmaz’ın ardından Bastıbacak bürokrasiye karşı
Mehmet Ali Yılmaz Cağaloğlu’na sonradan gelenlerden. 1983’te gelmiş. Güneş gazetesinin sahibiydi. 1987’de yayımlamaya başladığımız 2000’e Doğru da dönemin özel bir dergisi. 12 Eylül sonrası...
Mehmet Ali Yılmaz Cağaloğlu’na sonradan gelenlerden. 1983’te gelmiş. Güneş gazetesinin sahibiydi. 1987’de yayımlamaya başladığımız 2000’e Doğru da dönemin özel bir dergisi. 12 Eylül sonrası tabular var. Türk ve Kürdü birbirinden ayırma girişimleri, orduyu kendi gencine ve halkına düşman etme uygulamaları ve bütün bu uygulamalara milletin başkaldırı kanallarını tıkamak üzere tarikatçılık, yobaz örgütlenmeler, bölgeye ilişkin ABD çıkarları doğrultusunda almış başını gidiyor.
2000’e Doğru yalın kılıç basında mücadele ediyor. Art arda müthiş kapaklar yalnızca “araştırmacı gazetecilik” değil, tabuların üzerine gitme kararlığının da basın tarihindeki özel örnekleridir. Yalnızca siyasi değil, devletin çürüyen kurumlarının sağlığı, ekonomi, emekçi hakları, toplum-kültür-sanat… her alanda. Kaçan elimizden kurtulmazdı. Yayınlar büyük sarsıntılar yarattı. Geçenlerde başka bir habere ilişkin eski sayıları karıştırırken bir kez daha gördüm. FETÖ’ye karşı mücadeleye ve uyarılara daha o zaman başlamışız, terör örgütünün adını daha o zamanlar takmışız. Bölgedeki gelişmeleri ve tehlikeleri öngörmüşüz, uyarmışız…
Keşke o zamanlar karar verici yerlerde olabilseymişiz.
Gerçi bugünü düşününce, yine de geç değil. Hatta bugün daha da tayin edici.
Büyük cesaret! Büyük bedeller! Hep ödenmiş. Ama değmiş yine de. Görev görevdir. Helali hoş olsun.
Yalnızca “Kürt” sözcüğünden alınan binlerce yıllık cezalar. Kaç tane sorumlu müdür, yazı işleri müdürümüz geldi geçti…