Allah emrettiği halde, dilemezse ne olur?
Dilek Hanım: “Allah’ın emir ve iradesinin varlıklara hâkim olduğunu nasıl anlarız? İnsanın amelinde Allah’ın dileği mi esastır, emri mi esastır? Allah insanlara emrettiği halde dilemezse ne olur?”HER...
Dilek Hanım: “Allah’ın emir ve iradesinin varlıklara hâkim olduğunu nasıl anlarız? İnsanın amelinde Allah’ın dileği mi esastır, emri mi esastır? Allah insanlara emrettiği halde dilemezse ne olur?”
HER ŞEY ALLAH’IN EMRİNE İTAATKÂRDIR
Her şeyde gözümüzden kaçmayan mükemmel ahenk ve benzersiz düzen; bize, her şeyin Allah’ın emrine ve iradesine harfiyen boyun eğdiğini gösteriyor. Kur’ân’ın şiddetle beyan buyurduğu, “Gökte ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih eder.”1 Hakikatini, zerrelerden kürelere her şeyde görmemiz mümkündür.
Akıl, hayat sahibi olsun, cansız olsun, her bir şeyin Allah’ın emirlerine mutlak itaat içinde olduğuna şahadet ediyor. Bu şahadet, aklın ibadeti ve tespihi hükmündedir. Varlıkların ibadeti ve tespihi, vazifelerinden ibarettir. Şuursuz varlıkların gayet şuurlu ve intizamlı işler yapması ve vazifeler görmesi, onların Allah’ın emrine isyansız bir şekilde boyun eğmiş olduklarını gösteriyor.2
Meselâ hayatsız, şuursuz, kararsız, fırtınalı ve hedefsiz bulunan ve azot ile oksijenden ibâret olan şu havanın; teneffüsü karşılama ve bitkilerin aşılanmasını sağlamaktan tutun, tâ ses, ışık, görüntü ve elektro-manyetik kuvvet nakline kadar, tâ telsiz, telefon ve radyo yayınlarını iletmesine kadar gayet hikmetli işlerde çalıştırılması ispat eder ki, bu hava ve rüzgârın her bir zerresi, Kerîm bir Âmir’in emri ile hareket eder, emri anlar, dinler ve itaat eder.3