“Belâ” dediğimizde ne haldeydik?
Muzaffer Durak: “Ruhlar âleminde biz “belâ” dediğimizde ne haldeydik?”KÂLU BELÂ’DAN BERİ Ruhlar âleminde biz “belâ” dediğimizde, ruhumuz fıtrî ve açılmamış...
Muzaffer Durak: “Ruhlar âleminde biz “belâ” dediğimizde ne haldeydik?”
KÂLU BELÂ’DAN BERİ
Ruhlar âleminde biz “belâ” dediğimizde, ruhumuz fıtrî ve açılmamış (çekirdek) melekeler halinde yaratılmış bulunuyordu, bedenimiz ise zerreler âlemindeydi.
Diğer ruhlarla birlikte, fıtrî melekelerimizden bir ses yükseldi: “Elbette Rabbim! Sen Bizim Rabbimizsin!”
Biz o gün Rabbimize teslim olmuştuk. O gün Müslüman olmuştuk.
Kâlu Belâ, Müslüman olma kimliğimizin başlangıç zamanıdır.
Dünyaya geldiğimizden beri bu sözümüzde sadık kalabilmiş isek ne âlâ!
KÂLU BELÂ NEDİR?
Kur’ân, insanın, ruhlar âleminde bir zerre halinde yaratılarak İlâhî programa girdiği ilk zamanda yaşadığı bir şahitliğe ışık tutuyor.1
Söz konusu şahitlik, Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda insanların ilk duruşları, Allah’ın sorgusuna ilk muhatap oluşları, ilk imtihanları ve Rabb-i Rahîm’e verdikleri ilk ve tek sözleri ile ilgilidir.
O gün orada ihtilâf yoktur, inkâr yoktur. Orada eksiksiz bir teslimiyet vardır.
Şöyle ki: Rabb-i Rahimimiz: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu.