Hangi ihsan, ihsan değildir?
Nihat Bey:”Muhakemat sayfa 21’deki Hatimede geçen cümleleri açıklar mısınız?”Bediüzzaman, bahsettiğiniz Hatime’de bazı içtimai kural ve alışkanlıklarımızı İlahî kurallarla...
Nihat Bey:”Muhakemat sayfa 21’deki Hatimede geçen cümleleri açıklar mısınız?”
Bediüzzaman, bahsettiğiniz Hatime’de bazı içtimai kural ve alışkanlıklarımızı İlahî kurallarla tadil ediyor. Yani eleştirip doğrusunu gösteriyor. Cümleleri tek tek ele alalım:
İhsan-ı İlâhî Kişiye Yeter!
“İhsan-ı İlâhîden fazla ihsan, ihsan değildir.”1
Kişiyi şımartmayacak, şükrüne vesile olacak bir ihsanı Cenab-ı Hak yapıyor. Kişi şükrettikçe de Allah ihsanını artırıyor. Allah artırdıkça şükreden kul havalara girmiyor; şükrünü artırıyor. Oysa insanın ihsan-ı İlâhîden fazla ihsan ve iyilikleri ölçüsüzdür. Kişiyi şımartır. Su-i istimale kapı açar. Mesela bir anne sırf şefkatinden dolayı akil ve baliğ olmuş evladının oruç tutmasına –aman evladım açlığa dayanamazsın diyerek- engel olmamalı, sabah namazına şefkatle kaldırabilmeli. Aksi takdirde annenin şefkati, evladının ibadetlerine engel oluyorsa, böyle ihsan, ihsan ve iyilik değil, kötülüktür.
HAKİKAT HAYALDEN ÜSTÜNDÜR
“Bir dane-i hakikat bir harman hayalâta müreccahtır.”2
Hakikat hayalden üstündür. Küçük de olsa bir hakikat taneciği, çok büyük hayallere tercih edilir. Müslüman hakikat ile yaşar; hükmü, hayat kuralları, değer ölçüleri, hayalleri hak ve hakikat ile çelişmez.