İki yaratılış kavramı: İbda ve inşâ
Muzaffer Bey: “İbda-ihtira-inşa ne demektir?”İKİ İŞARET FİŞEĞİ Bu kavramlar, hilkat mu’cizesinin iki işaret fişeğidir: 1- İhtira ve ibda’ 2- İnşa, terkip ve san’at. Bediüzzaman...
Muzaffer Bey: “İbda-ihtira-inşa ne demektir?”
İKİ İŞARET FİŞEĞİ
Bu kavramlar, hilkat mu’cizesinin iki işaret fişeğidir:
1- İhtira ve ibda’
2- İnşa, terkip ve san’at.
Bediüzzaman, müşahede ettiği hilkat sahifelerini bu iki tür kavramla güncelliyor, gündemimize getiriyor.
1- İHTİRA VE İBDA’ MU’CİZESİ
Bunlardan ilki olan ihtira’ ve ibda, hiçten ve yoktan vücut vermeyi anlatıyor. Cenâb-ı Hak dilerse yarattığı eşyaya hiçten ve yoktan vücud elbisesi giydiriyor. Ve yine dilerse bu vücud elbisesine lâzım olan her şeyi de yine hiçten ve yoktan icat edip eline veriyor.1
İhtira’, daha önce hiç olmayan bir şeyi ilk olarak, yeni ve benzeri olmadan icad etmek demektir. İbda’ kavramı da ihtirayı tanımlıyor. İbda’, bir şeyin aletsiz, edevatsız, araçsız, gereçsiz, maddesiz, zamansız, mekânsız, örneksiz, benzersiz, misilsiz, numunesiz yaratılması demektir ki, Allah’a ait bir tasarrufu ifade ediyor.
Risale-i Nur’da hilkat mu’cizesi anlatılırken başvurulan “ibda’, bedi’, ihdâs, ihtirâ, icâd, sun’, halk ve tekvin” kelimeleri birbirini açıklar mahiyette kullanılıyor.