İsevîler ve Musevîler ehl-i necat olabilir mi?
İsviçre, Effretikon’dan Ömer Bey: “Hıristiyan bir arkadaşım bana şunu sordu:“Müslümanlık hak din diyorsunuz. Peki, Musevilik veya Hıristiyanlık da Allah tarafından gönderilen dinlerden değil mi?...
İsviçre, Effretikon’dan Ömer Bey: “Hıristiyan bir arkadaşım bana şunu sordu:
“Müslümanlık hak din diyorsunuz. Peki, Musevilik veya Hıristiyanlık da Allah tarafından gönderilen dinlerden değil mi? Kaldı ki Musa’ya ve İsa’ya (as) siz de inanıyorsunuz. Bizlerin durumu, size göre ne olacak?”
İnsan Taassuptan Kaybeder
İnsan Hazret-i Mûsâ’ya (as), Hazret-i Dâvud’a (as), Hazret-i İsâ’ya (as), Hazret-i Muhammed’e (asm) inandığı için kaybetmez.
Çünkü her birisi de Allah’ın peygamberidir.
Ama insan taassuptan kaybeder, körü körüne inanmaktan ve sorgusuzca bağlılıktan kaybeder.
Mademki Allah toplumlar yükseldikçe ve değiştikçe yeni peygamberler göndermekte ve dinini ve şeriatını değiştirmektedir. Buna ihtiyaç da vardır.
Çünkü her devir insanının yaşayışı, anlayışı, kültür seviyesi, iyi ve kötü alışkanlıkları ve medeniyeti elbette farklıdır.
Öyleyse en son kuşakta bulunan biz insanların, Allah’ın en son kuşağa, yani bizim kuşağımıza gönderdiği Peygamberin getirdikleri ile amel etmemiz gerekmez mi? Allah’ın daha önceki kuşaklara gönderdiği ve bir kısmı da bozulmuş bulunan din ve şeriat ile amel etmemize ihtiyaç var mı?
Biz Hazret-i Muhammed’in (asm) Kuşağındayız
Allah’ın önceki kuşak insanına gönderdiği peygambere elbet inanırız, saygı duyarız, Allah’tan getirdiklerini bozulmamış haliyle tasdik ederiz.
Bu, İslâmiyet’in iman esasında vardır.
Fakat Allah’ın bizim kuşağımıza gönderdiği Peygamber’in getirdikleri ile amel ederiz.