“Levlake” Hadisini destekleyen ayet var mıdır?
Karadeniz Ereğli’den Muhammed Danışmaz: “Levlake hadisini destekleyen âyet var mıdır?”MÂNÂ İTİBARİYLE SIKINTI YOK Meşhur levlake hadisini hatırlatalım: Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’e...
Karadeniz Ereğli’den Muhammed Danışmaz: “Levlake hadisini destekleyen âyet var mıdır?”
MÂNÂ İTİBARİYLE SIKINTI YOK
Meşhur levlake hadisini hatırlatalım: Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’e (asm) şöyle buyurmuştur: “Levlake lavlake lema halaktü’l-eflak” (Sen olmasaydın, sen olmasaydın Ben âlemleri yaratmazdım.)
Bu metinden anlaşılıyor ki, bu bir hadis-i kutsidir.
Bu hadis-i kutsi mana itibariyle doğrudur. Yani en azından Kur’ân’a aykırı değildir. Resul-i Ekrem Efendimiz’e (asm) mutabıktır. Peygamber Efendimiz (asm) bu hadis-i kutsideki kutsi manayı hayatıyla, sünnetiyle, ahlâkıyla, diniyle, kitabıyla hak etmiştir.
Fakat bu hadis, bilinen ve güvenilen meşhur hadis kitaplarında yer almaz. Bu sebeple hadis münekkitleri bu hadisi usul bakımından eleştirmişlerdir. Hadisi rivayet usûlü açısından eleştirenlere saygı duyuyoruz.
AKLA VE HİKMETE UYGUNDUR
Fakat hadis, bin küsur yıldır ümmet tarafından doğru telâkki edilmiş ve kabul edilmiştir. Birçok âlim hadisi mana itibariyle doğru saymış ve Peygamber Efendimiz’in (asm) kâinattaki konumunu bu hadisle izah etmiştir.
Meselâ İmam-ı Rabbani, Mevlânâ Halid-i Bağdadi, Şeyh Ahmed-i Cezerî, Mevlânâ Cami, Nimetullah bin Veli gibi mutasavvıflar hadisin manasını doğruladıkları gibi; Suyutî “El-Leali-l Masnua” adlı eserinde (1/sh. 272); Aliyyü’l-Kari “Esrar-ül Mertüa (sh. 295)” ve “Şerhu’ş-Şifa (1/sh. 6)” adlı eserlerinde; Muhammed Said Zalûl, Tahkik adlı eserinde (sh. 194); Şevkani, “El-Feraid-ül Mecmua” adlı eserinde (sh. 326) ve Aclunî “Keşfü’l-Hafa” adlı eserinde (sh. 2/164) bu hadisi zikretmişlerdir. Keza Hafız Acluni, Aliyyü’l-Kari, İbn-i Teymiyye gibi müellifler eserlerinde, ‘bu söz, hadis usûlüne uygun bir rivayetle gelmemiş olsa dahi, manası haktır ve doğrudur’ demişlerdir. Yani hadisi, Peygamber Efendimiz’in (asm) Kur’ân’da geçen evsafına uygun bulmuşlardır.
Keza söz konusu hadisi Bediüzzaman Risale-i Nur’un hemen her yerinde akla ve hikmete uygun şekilde izah etmiştir.