Masumları koruma cemiyeti ve Peygamberimiz (asm)
Kahramanmaraş’tan Seyfettin Yıldız: “Bazıları bir siyasî partinin haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı başlattığı adalet yürüyüşünün, Yeni Asya olarak bizlerin...
Kahramanmaraş’tan Seyfettin Yıldız: “Bazıları bir siyasî partinin haksızlığa, adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı başlattığı adalet yürüyüşünün, Yeni Asya olarak bizlerin ve diğer sivil kuruluşların katılmasını ve destek vermesini ‘şer cephesine iltihak’ olarak görüyorlar. Oysa Peygamberimiz (asm) Peygamberlik gelmeden önce aynı haksız ve hukuksuz tutum ve davranışlara karşı hılfu’l-fudul cemiyetine dâvet edilmiştir. Peygamberlik geldikten sonra ‘şayet dâvet edilirsem tekrar icabet ederim’ şeklindeki ifadelerini günümüze bakan yönüyle açıklar mısınız?”
Masumları Koruma Cemiyeti ve Peygamberimiz (asm)
Hılfu’l-fudul cemiyeti Peygamber Efendimiz’in (asm) gençliğinde henüz İslâmiyet gelmeden önce Mekke’nin masumlarını ve mağdurlarını, dul ve yetimlerini, öksüz ve kimsesizleri güç sahiplerinin ve şehrin efendilerinin hegemonyasından ve kötülüklerinden korumak için kurulmuş bir cemiyetti. Şimdinin modern Türkiye’sinde nasıl binlerce masum cezaevi köşelerinde, binlerce çoluk-çocuk, anne ve babaları suçsuz yere cezaevinde olmaları sebebiyle bir tanıdığın üzerinde mağdur durumdaysa, o günün ilkel toplumunda da kimsesizler, yetimler, arkasızlar, güçsüzler efendilerin ellerinde köle veya haksızlığa uğramış durumdaydı. Haklarını savunan bir hukuk kurumu yoktu. Eli güçlü olanların üste çıktığı bir toplumdu. Bir avuç vicdan sahibi çıktı ve bir hukuk cemiyeti kurdu: Hılfu’l-Fudul Cemiyeti. Yani Masumları Koruma Cemiyeti.