Namazda hikmet değil, taabbüdîlik esastır
Okan Bey: “1. Namaz cemaatle kılınırken ilk iki rekâtta sabah, akşam, yatsı namazlarında kıraatın açık, öğle ve ikindi namazlarında ise gizli yapılmasının hikmet(ler)i nedir? 2. Cemaatle...
Okan Bey: “1. Namaz cemaatle kılınırken ilk iki rekâtta sabah, akşam, yatsı namazlarında kıraatın açık, öğle ve ikindi namazlarında ise gizli yapılmasının hikmet(ler)i nedir? 2. Cemaatle kılınırken dört rekâtlı farz namazlarda son iki rekâtta, akşam namazında sadece son rekâtta kıraatın gizli yapılmasının hikmet(ler)i nedir? 3. Sabaha ait farz namazda bir ka’de, diğerlerinde ise iki ka’de olmasının hikmet(ler)i nedir? 4. Farz namazların rekât sayılarının hikmet(ler)i nedir? Meselâ sabah iki rekât iken öğlen, ikindi, yatsı dört rekât ve akşam üç rekât… 5. Farz namazlarda her rekâtta bir rükû ve iki secde yapılmasının hikmet(ler)i nedir? 6. Her rükûdan sonra tekrar doğrulmanın hikmet(ler)i nedir?”
TAABBÜDÎLİK HİKMETTEN ÖNCE GELİR
Öncelikle şunu belirtelim ki, bu kadar hikmet arayışı bizi doğru sonuca götürmez. Teslim etmemiz gereken ilk hakikat, ibadetlerde taabbüdîlik yönünün, hikmet yönünden önce geldiğidir. İbadette taabüdilik, ibadeti emredildiği için yapmaktır. İbadete “ibadet” olma özelliği veren şey de budur.
Bediüzzaman diyor ki: “Mesâil-i şeriattan bir kısmına “taabbüdî” denilir, aklın muhakemesine bağlı değildir, emrolduğu için yapılır. İlleti, emirdir.”1