Sabır zor, ama sevaplı iştir
Afyon’dan Okuyucumuz: “21. Söz’de Üstad Hazretleri, ‘Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musîbete kâfi gelebilir. Ve o kuvvetle...
Afyon’dan Okuyucumuz: “21. Söz’de Üstad Hazretleri, ‘Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musîbete kâfi gelebilir. Ve o kuvvetle dayan.’(1) diyor. Bu cümlede geçen, sabır kuvvetini sağa sola dağıtmak nasıl olur? Açıklar mısınız?”
NEFİS SABIRSIZDIR
Bahsettiğiniz cümle, Yirmi Birinci Sözün Birinci Makamı Üçüncü İkazında geçiyor.
Üçüncü İkaz, namaza karşı tembellik gösteren nefse sabır dersi veriyor.
Nefis sabırsızdır. Namazı terk edişinin önemli bir sebebi sabırsızlığıdır.
Oysa bilir ki, namazın mükâfatı çok büyüktür ve doğrudan cennettir.
Öyle bir cennet ki, tam da nefsin arzuladığı damak tadına uygun! Namazsızlığın da cezası ve pişmanlığı çok büyüktür.
Nefis bunu bilir; ama bu kâr etmez!
Nefis itaat etmek istemez!
Nefis yine de namaza karşı ihmalkârdır.
SABIR KUVVETİNİ AKILLICA KULLANMALI
Peki, sorun nerede? Sorun, nefsin sabırsızlığındadır.
Nitekim bu bahsin başındaki soru da sabırsızlıkla ilgilidir.
Orada nefis diyor ki: “Namaz iyidir. Fakat her gün her gün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.”
Üçüncü İkaz’da Bediüzzaman bir tesbit yapıyor: Nefsin elinde muazzam bir sabır kuvveti vardır. Şu an’a kâfi gelir. İnsan ruhundaki büyük sabır kuvveti, şu an verilen her türlü derde, acıya, kedere, sıkıntıya, üzüntüye dayanmaya yeterlidir.