Said Nursî’yi anlamak bu mudur?
Ali Karakaş: “Bu günlerde, Cumhurbaşkanının Balıkesir’de bir törende “Eski hal muhal; ya yeni hal, ya izmihlâl!” dediği konuşması yayılıyor. Üstad Hazretleri bu sözü istibdattan...
Ali Karakaş: “Bu günlerde, Cumhurbaşkanının Balıkesir’de bir törende “Eski hal muhal; ya yeni hal, ya izmihlâl!” dediği konuşması yayılıyor. Üstad Hazretleri bu sözü istibdattan meşrûtiyete geçerken söylememiş midir?”
Çağdaş Bir Anayasanın Temel Unsurları Risale-i Nur’da Vardır
Zikri geçen konuşma Cumhurbaşkanımızın, 15 Mart 2015’te yaptığı Balıkesir Ekonomi Ödülleri konuşmasıdır. Konuşmasının bir bölümünde Sayın Cumhurbaşkanı aynen şöyle diyor: “Said-i Nursî’nin güzel bir ifadesi var: “Eski hal muhal; ya yeni hal, ya izmihlâl!” Olay bu! (Alkışlar) Türkiye işte böyle bir döneme girdi. Mevcut sistem artık Türkiye’yi taşıyamıyor. Geleceğin büyük Türkiye’sine bu şekilde ulaşamayız. Sürekli darbe üreten, darbeci yetiştiren bu anayasa, bizim ufkumuzu, yolumuzu aydınlatamaz.”1
Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımızın, konuşmasında Said Nursî’ye ait bir sözü nakletmesi, konu bütünlüğü içinde isabetlidir. Ve siyasetçilerimizin Said Nursî’yi referans almaları milletimize onur verir. Bundan milletimiz kazanır.
Nitekim saf bir Anadolu evlâdı olan, ömrü Anadolu topraklarında geçen ve her türlü ezaya ve cezaya rağmen, çileye ve tehcire rağmen Anadolu’yu asla terk etmeyen Said Nursî, gerek ülkemizin, gerekse İslâm Coğrafyasının çağdaş ve sosyal problemlerine çağdaş çözümler sunmuştur. Bu gün İslâm Coğrafyasının ve münhasıran ülkemizin, Said Nursî’de çözümü olmayan tek bir problemi yoktur.
Özellikle TBMM’nin anayasa yaptığı bu günlerde vekillerimiz Said Nursî’nin meşrûtiyet dönemi makalelerine bakarlarsa, orada çağdaş ve demokratik bir anayasanın vazgeçilmez unsurlarını bulacaklardır.