Sizin hatıra Külliyatınız var mı?
GEL BENİ OKU DİYOR Yeni Asya, Risale-i Nur’un bandrol engelinden kurtulup hürriyetine kavuşması hatırasına “Hatıra Külliyat” basıyor. Sınırlı sayıda, özel bir baskı… Büyük boy, renkli...
GEL BENİ OKU DİYOR
Yeni Asya, Risale-i Nur’un bandrol engelinden kurtulup hürriyetine kavuşması hatırasına “Hatıra Külliyat” basıyor. Sınırlı sayıda, özel bir baskı… Büyük boy, renkli baskı, termo cilt deri, kabartma baskı, özel ayvoril kâğıt, Nurun bayramına özel varak yaldızlı bu Hatıra Külliyat’ın ilk eseri de basıldı, piyasaya, görücüye çıktı: Asa-yı Musa.
Bir içim su!
Cildinden baskı kalitesine, renginden kâğıdına kadar her bir zerresi bile, muhatabına “gel beni oku!” diyor.
Hani meselâ bu günlerde peş peşe meyveler yaratılıyor ya… Canlı renklerle, eşsiz kokularla kaplanmış, Cennetten gelmiş birer yudum bal yahut Kevser havuzundan düşen birer damla su gibi, taze, diri ve lezzetli…
Hatıra Asa-yı Musa öyle bir şey! Elinize almaya, kapağını çevirmeye, sayfalarını karıştırmaya, yazılarına bakmaya doyamıyorsunuz! O yazı puntolarıyla o yüksek iman hakikatleri öyle bir uyum içinde buluşmuş ki, dersiniz bu puntolar bu hakikatler için özel icat edildi.
Özen, özveri, aşk, gözyaşı, uykusuzluk, sevinç, gayret, himmet, teberrük, sahabet… Hepsi var bu baskıda. Basanlardan ve emek veren herkesten Allah razı olsun.
İşte bu diyorsunuz. Risale-i Nur basmak böyle bir şey olmalı!
İşte; Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıkan ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilen Nur Talebeliği böyle vazife aşığı bir duruş olmalı.
İşte; Nur Üstadının duâsına boyanmak, her sabah mütemadiyen ismiyle, bazen hayaliyle dahi Nur Üstadının yanında hazır olmak ve duâsından hissedar olmak1 böyle bir mazhariyet olmalı.