Erdoğan isyanında haksız mı?
Merkez Bankası'nın faiz oranlarını 6 baz puan yükseltmesi Erdoğan'ın isyan bayrağı çekmesine neden oldu. Cumhurbaşkanı, "Benim de bir sabır sınırım var" diyor. Bu noktada...
Merkez Bankası'nın faiz oranlarını 6 baz puan yükseltmesi Erdoğan'ın isyan bayrağı çekmesine neden oldu. Cumhurbaşkanı, "Benim de bir sabır sınırım var" diyor.
Bu noktada Erdoğan'ı haklı gören de var haksız gören de. Ben iki tarafın da görüşlerine saygı duyuyorum.
Ancak yine de zihnimi kurcalayan bir soruya cevap aramaktan alamıyorum kendimi...
Şöyle ki...
Amerika'nın Casus Brunson üzerinden başlattığı saldırı sonrası dolar bir anda iki katına çıktı.
7.15 seviyelerini gördük!
Bu süre zarfında Merkez Bankası'nın yaptığı müdahaleler, piyasaların ateşini düşürecek türden değildi. Neredeyse, piyasaları rahatlatacak adamakıllı bir açıklama dahi yapılmadı.
Sadece Merkez Bankası'nın nakit rezervini eritecek, "piyasaya para sürmek" gibi bazı hamleler yapıldı.
Onların da zerre kadar etkisi olmadı zaten!
Doların 7.15 seviyesinden 6.30 seviyesine inmesine neden olan asıl hamleleri ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile TMSF gibi kurumlar yaptı.
Aklımı kurcalayan soru şu:
Madem faizleri 6 puan artırmak sorunu tamamen çözecekti, Merkez Bankası neden o kriz döneminde devreye girip bu hamleyi yapmadı? Dolar yükselirken tedbir almayan Merkez Bankası, dolar düşmeye başlarken neden böylesine tuhaf bir tedbir aldı?
Kaldı ki...
Sözünün itibarı olan pek çok ekonomi uzmanı, yaşanan sıkıntının geçici olduğunu, ekonominin önümüzdeki birkaç ay içinde rayına gireceğini söyleyip duruyordu. En kötü tahminde bulunan ekonomi uzmanı dahi, "Şubat ayından sonra bu sıkıntıları tamamen atlatacağız. Dolar eski seviyesine gelmese dahi hatırı sayılır oranda düşecek" diyordu.
Merkez Bankası bu tahminler dışında hangi tehlikeyi gördü de böyle bir önlem alma gereği duydu? Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum.
Gelelim faizlerin yükselmesi sonrası yapılan yorumlara...
İlginçtir...
Doların yükseldiği dönemde, "Merkez Bankası faiz artırımına gitmezse sonumuz felaket olacak" diye isyan yazıları yazan bazı yazarların son günlerde yazdıkları yazılara göz attım.
Yine isyan ediyorlar!
Bu kez de, "Türkiye faizde Arjantin ve Surinam'ın ardından dünya üçüncüsü oldu. Bir ekonomik felakete doğru hızla ilerliyoruz" diye yorum yapıyorlar.
Ancak bu ekonomik felaketten bahsederken sahiplerine asla toz kondurmuyorlar. Amerika'nın yaptığı ekonomik suikasta asla ve kat'a değinmiyor, sorunun "Tek Adam"dan kaynaklandığını yazıyorlar.
Malumunuz, "Tek Adam" dedikleri Erdoğan!
Sorun, onun ülkeyi yönetiyor olmasındaymış, o giderse Türkiye bir anda güllük, gülistanlık olacakmış!
Paçavrayı andıran bir gazetede, "Kafamı bozan şeyler", "Canımı sıkan şeyler" başlıkları altında kibirli yazılar yazan sefilin teki ise "Bence faizin yükseltilmesi danışıklı dövüşten ibaret" diyor.
Zihninde canlandırdığı şizofrenik hayale göre Erdoğan kapalı kapılar arkasında "Faizleri artırın" talimatı veriyor, ekran karşısında ise farklı konuşuyormuş.
Peki bunu niye yapıyormuş?
Vatandaşın gözündeki ve gönlündeki sevgisini korumak için. "Bakın ben sizin hakkınızı koruyorum ama Merkez Bankası kendi başına iş yapıyor" mesajı vererek cahil seçmenini kandırabilmek için bunu yapıyormuş.
Hani şu sözleri bir peçetenin üzerine yazıp taverna şarkıcısına göndersen, o bile okumaz ama bizim eğitimli, kültürlü CHP seçmeni bunları okuyabiliyor.
Hatta okumakla kalmıyor, inanıyor!
Yahu 17 yılda Erdoğan'ı birazcık olsun tanıyamadınız mı be kardeşim? Bu adam kapalı kapılar ardında iş çeviren biri değil. Kumpaslara, fısıltılara, desiselere ve ayak oyunlarına başvuran biri değil, hâlâ anlamadınız mı?
İçinden ne geçiyorsa diline vuruyor.
Öyle saf, öyle sefil, öyle zelil durumdasınız ki...
Artan faiz oranlarının vatandaşın alım gücünü düşüreceğini, enflasyon oranlarını yükselteceğini söylerken, alım gücü düşen vatandaşın sorumlu olarak Erdoğan'ı göreceğini, yaşanan bu ekonomik krizin hesabını Erdoğan'dan soracağını bile akıl edemiyorsunuz.
Yani sizin o bıngıldak zekânıza göre Erdoğan, "Her şeye zam geldi ama bunu ben değil, Merkez Bankası yaptı" demeye getirecek öyle mi?
Yahu adam ekranlara çıktı, "Dolar altı lira, yedi lira, on lira olsa dahi aldırmayın. Bunlara kafanızı takmayın. Önünüze bakın" dedi.
Yetmedi...
Amerika'ya dönüp, "Oyununuzu gördük ve size meydan okuyoruz" diyerek rest çekti.
Şimdi niye böyle bir oyuna başvursun, söyler misiniz?
Yani Erdoğan'a laf çakayım derken, kendinizi rezil rüsva ediyorsunuz. Erdoğan'a vurayım derken yedi sülalenize laf ettiriyorsunuz ama farkında değilsiniz.
Ne diyeyim, Allah sizi daha da rezil etsin inşallah!
Bu noktada Erdoğan'ı haklı gören de var haksız gören de. Ben iki tarafın da görüşlerine saygı duyuyorum.
Ancak yine de zihnimi kurcalayan bir soruya cevap aramaktan alamıyorum kendimi...
Şöyle ki...
Amerika'nın Casus Brunson üzerinden başlattığı saldırı sonrası dolar bir anda iki katına çıktı.
7.15 seviyelerini gördük!
Bu süre zarfında Merkez Bankası'nın yaptığı müdahaleler, piyasaların ateşini düşürecek türden değildi. Neredeyse, piyasaları rahatlatacak adamakıllı bir açıklama dahi yapılmadı.
Sadece Merkez Bankası'nın nakit rezervini eritecek, "piyasaya para sürmek" gibi bazı hamleler yapıldı.
Onların da zerre kadar etkisi olmadı zaten!
Doların 7.15 seviyesinden 6.30 seviyesine inmesine neden olan asıl hamleleri ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile TMSF gibi kurumlar yaptı.
Aklımı kurcalayan soru şu:
Madem faizleri 6 puan artırmak sorunu tamamen çözecekti, Merkez Bankası neden o kriz döneminde devreye girip bu hamleyi yapmadı? Dolar yükselirken tedbir almayan Merkez Bankası, dolar düşmeye başlarken neden böylesine tuhaf bir tedbir aldı?
Kaldı ki...
Sözünün itibarı olan pek çok ekonomi uzmanı, yaşanan sıkıntının geçici olduğunu, ekonominin önümüzdeki birkaç ay içinde rayına gireceğini söyleyip duruyordu. En kötü tahminde bulunan ekonomi uzmanı dahi, "Şubat ayından sonra bu sıkıntıları tamamen atlatacağız. Dolar eski seviyesine gelmese dahi hatırı sayılır oranda düşecek" diyordu.
Merkez Bankası bu tahminler dışında hangi tehlikeyi gördü de böyle bir önlem alma gereği duydu? Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum.
Gelelim faizlerin yükselmesi sonrası yapılan yorumlara...
İlginçtir...
Doların yükseldiği dönemde, "Merkez Bankası faiz artırımına gitmezse sonumuz felaket olacak" diye isyan yazıları yazan bazı yazarların son günlerde yazdıkları yazılara göz attım.
Yine isyan ediyorlar!
Bu kez de, "Türkiye faizde Arjantin ve Surinam'ın ardından dünya üçüncüsü oldu. Bir ekonomik felakete doğru hızla ilerliyoruz" diye yorum yapıyorlar.
Ancak bu ekonomik felaketten bahsederken sahiplerine asla toz kondurmuyorlar. Amerika'nın yaptığı ekonomik suikasta asla ve kat'a değinmiyor, sorunun "Tek Adam"dan kaynaklandığını yazıyorlar.
Malumunuz, "Tek Adam" dedikleri Erdoğan!
Sorun, onun ülkeyi yönetiyor olmasındaymış, o giderse Türkiye bir anda güllük, gülistanlık olacakmış!
Paçavrayı andıran bir gazetede, "Kafamı bozan şeyler", "Canımı sıkan şeyler" başlıkları altında kibirli yazılar yazan sefilin teki ise "Bence faizin yükseltilmesi danışıklı dövüşten ibaret" diyor.
Zihninde canlandırdığı şizofrenik hayale göre Erdoğan kapalı kapılar arkasında "Faizleri artırın" talimatı veriyor, ekran karşısında ise farklı konuşuyormuş.
Peki bunu niye yapıyormuş?
Vatandaşın gözündeki ve gönlündeki sevgisini korumak için. "Bakın ben sizin hakkınızı koruyorum ama Merkez Bankası kendi başına iş yapıyor" mesajı vererek cahil seçmenini kandırabilmek için bunu yapıyormuş.
Hani şu sözleri bir peçetenin üzerine yazıp taverna şarkıcısına göndersen, o bile okumaz ama bizim eğitimli, kültürlü CHP seçmeni bunları okuyabiliyor.
Hatta okumakla kalmıyor, inanıyor!
Yahu 17 yılda Erdoğan'ı birazcık olsun tanıyamadınız mı be kardeşim? Bu adam kapalı kapılar ardında iş çeviren biri değil. Kumpaslara, fısıltılara, desiselere ve ayak oyunlarına başvuran biri değil, hâlâ anlamadınız mı?
İçinden ne geçiyorsa diline vuruyor.
Öyle saf, öyle sefil, öyle zelil durumdasınız ki...
Artan faiz oranlarının vatandaşın alım gücünü düşüreceğini, enflasyon oranlarını yükselteceğini söylerken, alım gücü düşen vatandaşın sorumlu olarak Erdoğan'ı göreceğini, yaşanan bu ekonomik krizin hesabını Erdoğan'dan soracağını bile akıl edemiyorsunuz.
Yani sizin o bıngıldak zekânıza göre Erdoğan, "Her şeye zam geldi ama bunu ben değil, Merkez Bankası yaptı" demeye getirecek öyle mi?
Yahu adam ekranlara çıktı, "Dolar altı lira, yedi lira, on lira olsa dahi aldırmayın. Bunlara kafanızı takmayın. Önünüze bakın" dedi.
Yetmedi...
Amerika'ya dönüp, "Oyununuzu gördük ve size meydan okuyoruz" diyerek rest çekti.
Şimdi niye böyle bir oyuna başvursun, söyler misiniz?
Yani Erdoğan'a laf çakayım derken, kendinizi rezil rüsva ediyorsunuz. Erdoğan'a vurayım derken yedi sülalenize laf ettiriyorsunuz ama farkında değilsiniz.
Ne diyeyim, Allah sizi daha da rezil etsin inşallah!
Aklanıncaya kadar ara…
21 Mayıs 2021 | 10.943 Okunma
Akşener artık HDP-PKK ağzıyla konuşuyor!
19 Mayıs 2021 | 3.523 Okunma
Bakan olacak iki HDP’li!..
17 Mayıs 2021 | 4.038 Okunma
Erdoğan iyilik yaptı, kötülük gördü!
12 Mayıs 2021 | 3.297 Okunma
Nerede bu paralar?
10 Mayıs 2021 | 3.987 Okunma
TÜM YAZILARI