Ölümlerden keyif almak!
Virüs nedeniyle dışarı çıkmamız, deprem nedeniyle evlere girmemiz yasak! Sanki kıyamet kapıda ve tepemize çökmek için bekliyor. Ne yazıktır ki tüm bu vahşi gelişmeler bile birilerine insan olduğunu hatırlatmaya yetmiyor.
Son aylarda yaşadıklarımız tek kelimeyle inanılmaz. Dünyanın da başına musallat olan görünmez bir tehdit nedeniyle ülke olarak dehşet verici günlerden geçiyoruz.
Her gün neredeyse 70-75 insanımızın canı bedeninden akıp gidiyor. Elimizden bir şey gelmediği için olanı biteni duygusuz bir yüz ifadesiyle takip etmekle yetiniyoruz. Kendimizi bu görünmez tehditten korumak için aylardır sokaklarda Mezdeke gibi dolaşıyoruz.
Ha bitti, ha bitecek derken bu kez aslında beklediğimiz ama ne zaman geleceğini tahmin edemediğimiz başka bir ölüm üzerimize çığlıklar atarak geliyor.
Deprem!
Yerin bilmem kaç kilometre altından bir vuruyor, birkaç saniye içinde dünyamızın da hayatımızın da altını üstüne getiriyor. Neredeyse acıdan inleyecek kadar canımız yanıyor.
Düşünsenize...