Şifre; Begonya....
İnternette kadın cinayetlerinin sebeplerini araştırırken ekranıma "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin can yakıcı sahnelerinden oluşan bir video düştü. Zaten duygusal adamım... Bıraktım araştırmayı...
İnternette kadın cinayetlerinin sebeplerini araştırırken ekranıma "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin can yakıcı sahnelerinden oluşan bir video düştü.
Zaten duygusal adamım...
Bıraktım araştırmayı, açtım videoyu, tekrar tekrar izledim. Yetmeyince oturdum baştan sona bir kez daha izledim.
Bu filmde hayatından bir parça bulmayan insan var mıdır acaba? Asya ile İlyas'ın tanışması kadar büyülü olmasa da, hayatında sevdiği kadını ilk gördüğünde kalbi göğüs kafesinden çıkacakmış gibi çarpmayan var mıdır?
Hadi gelin itiraf edelim.
Biz hepimiz aslında birer İlyas'ız...
İlk gördüğünde çarpılan, bırakın dokunmayı, izlemeye dahi kıyamayan, bizi sevsin diye hayatımızı ortaya koyan birer İlyas...
Ya sonra?
Ya gönlüne girdikten, sevildikten sonra?
Orada da birer İlyas olup çıkmıyor muyuz?
"Nasılsa artık benim" diyerek, "Benden vazgeçse bile bana olan sevgisinden asla geçemez" diyerek çırpısızca davranmıyor muyuz?
Kadın cinayetleri falan diyoruz da...
Aslında kadını bu çırpısızlığımızla birlikte an be an öldürmeye başlıyoruz. Değişimlerimizle, ilgisizliğimizle, özensizliğimizle, kaba saba konuşmalarımızla ve saygısızlıklarımızla gün be gün parça parça öldürüyoruz.
...