Bir fazilet örneği
Demokrat Parti’nin Milli Eğitim ve Gümrük bakanlarından Rıfkı Salim Burçak, 31 Ağustos 1998’de vefat etmişti; yirmi bir yıl geçmiş. Kendisini rahmetle ve saygıyla anıyorum. Bugün ondan bahsedişimin...
Demokrat Parti’nin Milli Eğitim ve Gümrük bakanlarından Rıfkı Salim Burçak, 31 Ağustos 1998’de vefat etmişti; yirmi bir yıl geçmiş. Kendisini rahmetle ve saygıyla anıyorum. Bugün ondan bahsedişimin sebebi, Bayar ve Menderes’e “hayır” diyebilmiş 20-30 civarındaki milletvekillerinden biri olmasıdır. Merhum Menderes daha 1950 yılının Haziran ayından beri “bunlar ihtilal tahriki yapıyorlar” diyordu. Gerilimin zirve yaptığı 1960’ın Mart, Nisan ve Mayıs aylarında Bayar ve Menderes ordudan darbe beklemiyor, fakat İsmet Paşa’nın “ayaklanma başlattığını” düşünüyorlardı. İşte öyle bir ortamda, Bayar ve Menderes’in almakta oldukları çok sıkı “tedbirler”e karşı çıkan DP milletvekillerinden biriydi Rıfkı Salim Burçak. SAVAŞ MI BARIŞ MI? Siz olsaydınız ne yapardınız? Madem kavga böylesine kızışmış… çok sıkı tedbirler alır, mesela Meclis’te iktidar milletvekillerinden oluşan bir Tahkikat Komisyonu kurarak gazete kapatma, yayın yasağı koyma hatta kısa süreli tutuklama gibi olağanüstü yetkiler mi verirdiniz? Metin Toker’in dediği gibi o günlerde “İsmet Paşa ihtilale yeşil ışık yakmış” bulunuyordu. Öyle bir ortamda sıkı tedbirlere karşı çıkıp “siyasi hasımlarımızla görüşelim, ortamı yumuşatalım, gerilimi büsbütün ateşleyen Tahkikat Komisyonu’na son verelim” mi derdiniz? Kısacası, “sıkılmış yumruk” mu olurdunuz, tokalaşmak için karşı elinizi tarafa uzatır mıydınız? Sıtkı Yırcalı, Rıfkı Salim Burçak, tarihçi Mahmut Goloğlu, Mustafa Zeren, Şevki Erker gibi DP’li 20’den fazla DP milletvekili “sıkı tedbirler”e karşı çıkıyor, yumuşamayı ve Komisyon’un kapatılmasını talep ediyorlardı. Göze girmeyi düşünmeden doğru bildiklerini savunuyorlardı. Bu yönde girişimleri oldu fakat sıkılmış yumrukları açamadılar, darbeyi önleyecek tokalaşmayı sağlayamadılar.