Bir hukukçu konuştu
İDAM cezasının getirilmesi konusundaki tartışmalar, başka birçok konuya da ışık tutacak niteliktedir. Türkiye’deki darbe girişimine karşı Batı dünyasının daha kararlı bir vaziyet...
İDAM cezasının getirilmesi konusundaki tartışmalar, başka birçok konuya da ışık tutacak niteliktedir.
Türkiye’deki darbe girişimine karşı Batı dünyasının daha kararlı bir vaziyet almasını istiyoruz, değil mi?.. Bu darbe ile gerçek yüzü ve gizli örgütlenmesi ortaya çıkan FETÖ’yü Batı’nın görmesini, ona göre davranmasını, mesela Gülen’in iadesini talep ediyoruz, değil mi?..
Hâkimler, savcılar, gazeteciler ve işadamları dahil, bir kısmı gerçek delillerle fakat bir kısmı da normal zamanlarda ifadeye başvurmayı bile gerektirmeyecek sebeplerle 19 bin kişi gözaltında, 10 bin kişi tutuklu...
İktidar yetkilileri “kuruyu, yaşı ayırmak gerekir” diyor, değil mi?...
Böyle bir tabloda idam cezasını getirmekten ve üstelik geçmişe yürüterek uygulamaktan bahsetmek Türkiye hakkında nasıl bir izlenim verir?
Hem yurtiçinde hukuka güven konusunda, hem yurtdışında Türkiye’nin yönü konusunda?
YAZICI’NIN AÇIKLAMASI
Bu sütunda idam cezasını getirmenin Türkiye’yi Batı’dan Doğu’ya döndürmek olacağını, Anayasa’yı değiştirip idam cezasını geri getirsek bile bunun işlenmiş suçlara uygulanamayacağını yazmıştım. Başta hukukçu Meclis Başkanımız İsmail Kahraman olmak üzere AK Partili hukukçuları bu konuda açıklama yapmaya çağırmıştım.
(20 Temmuz)On gün geçti, ses çıkmadı...
30 Temmuz günü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı Haber Türk’te açıklamalar yaptı.“
Balyoz davasında yargılananlara idam cezası verilecekti, biz onları asmış olacaktık” diyerek idam cezasını getirmenin yanlış olacağını anlattı.
“Belki vatana ihanet gibi belirli suçlarda olabilir” dedi ve bir hukukçu olarak hemen ekledi: “Fakat geçmişe yürümez.”
Sayın Yazıcı, bir soru üzerine “Vatandaşlıktan çıkarma olabilir” dedi. Bu ayrı bir konu...
Donanımlı bir hukukçu olan Hayati Yazıcı’yı idam cezası konusundaki açıklamalarından dolayı kutluyorum.
AK Parti’nin tüzük ve programının hukukla ilgili bölümlerini de o yazmıştı. Orada kuvvetler ayrılığı ilkesi vurgulanıyor, “Milli egemenlik yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşur” diye belirtiliyor. Bugün iktidar partisinden “milli egemenliğin” yasa ve yürütmeden ibaret olduğu yönünde sesler duyuluyor!
MESELE DAHA BÜYÜK
İdam cezasının geri getirileceğini hiç sanmıyorum. Hukuk, diplomasi ve ekonomi uzmanlarıyla soğukkanlı bir müzakere yapıldığında idam cezasını getirmenin caydırıcı olmayacağı gibi Türkiye’nin başına yeni büyük sorunlar açacağı da görülecektir.Kalabalıklar günün heyecanı içinde idamı isteyebilir, normal zamanlarda da isteyebilir.