Ekonomi eleştiri cibilliyet
Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un bugünkü (17.06.2022)''Ekonomi eleştiri cibilliyet'' başlıklı yazısı.
İktidarın sorunlara bakış tarzına dair tipik bir örnek: Bütün dünyada enflasyon üç beş puan yükseliyor ve iktidar hemen her gün “dünyada da enflasyon var” diye bağıra bağıra ifade ediyor.
Ama bütün dünyada Merkez Bankaları enflasyonu dizginlemek için faizleri yükseltiyor, iktidarda çık yok! Aksine, Cumhurbaşkanı hâlâ “faizi indirmeye devam edeceğiz” diyor. (6 Haziran)
Sürekli söylenen “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” ifadesi, iktisattaki karmaşık sebep-sonuç ilişkilerini tersinden okumanın vecizesidir.
Sebep sonuç ilişkisini yanlış okuma; olaylara “laboratuvar” gözlüğüyle değil, ideoloji ve “bizden” olup olmama gözlüğüyle bakmaktan ileri geliyor.
Erdoğan gelişmiş ülkelerde faizin negatif veya yüzde birkaç olduğunu defalarca söylemişti. Ama o ülkelerde Merkez Bankalarının bağımsız olduğunu hiç söyledi mi?
GEZİ OLAYLARI VE EKONOMİ
Sebepler-sonuçlar ilişkisi yanlış kurmanın başka bir örneği; Sayın Erdoğan diyor ki:
“Milli gelirimizi 958 milyar dolara kadar çıkarmışken Gezi olayları ile başlayıp hala süren çok yönlü saldırılar sebebiyle hedefimizin gerisine düşmüştük. Şayet bu engeller olmasaydı bugün milli gelirde 1.5 trilyon dolar sınırını aşmış olacaktık.” (13 Haziran)
Yani, başarısızlığın sebebi dış saldırılar!
Hatırlayalım, Gezi olayları 2013 Mayıs-Temmuz aylarındaydı. Türkiye, TUİK’e göre 2012’de yüzde 2.2 büyümüştü. (BloombergHT, 1 Nisan 2013)
Gezi olaylarının yaşandığı 2013 yılında, yine TÜİK’e göre ,Türkiye’nin büyüme oranı yüzde 4 olmuştu. (BloombergHT, 3 Mart 2014)
Bizzat Başbakan Erdoğan da 17 Eylül 2014’teki açıklamasında “Türkiye’nin ekonomik büyümesinin devam ettiğini” belirtmişti. (17 Eylül 2014)
Gezi olayları ile ekonominin performansı arasında bir sebep-sonuç (nedensellik) ilişkisinin bulunmadığı açık.
EY TÜSİAD
TÜSİAD bir açıklamasında, TL’de şiddetli değer kaybının “enflasyonda hızlanma, yatırımları, büyümeyi, istihdamı baskılama ve en önemlisi ülke olarak fakirleşme riski”ne yol açtığını belirterek “genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli” demişti. (18 Aralık 2021)
Geçen beş ayda bu risk büsbütün büyüdü. Böyle eleştiriler dikkate alınmalıydı, değil mi?
Erdoğan ise şu tepkiyi vermişti: