Etkili aday olmazsa muhalefet kaybeder
Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un bugünkü (11.04.2022)''Etkili aday olmazsa muhalefet kaybeder'' başlıklı yazısı.
Siyaset bilimci Prof. Tanju Tosun, Taha Akyol’un sorularını cevapladı:
"Erdoğan gibi seçmenle kurduğu özdeşlik ilişkisi güçlü, karizmatik, popülist bir aday karşısında, rakibin kim olacağı son derece önemli. Muhalefetin adayı tüm muhalif seçmen kitlesinin beklentilerini temsil edebilmeli, mobilize edebilmelidir."
"Erdoğan karşısında muhalefetin adayı kim olursa olsun kazanır’ düşüncesi büyük bir yanılgı olur. Muhalefetin adayı bu anlamda salt liderlerin değil, tüm politik-sosyolojik unsurların süzgecinden geçirilerek belirlenmelidir."
"AK Parti iktidarı siyaset bilimi literatüründeki ‘popülist’ tanımına tam anlamıyla uyuyor. ‘Bizden olanlar’ın yararına kaynak transferleri, yoksullukla mücadele yerine sosyal yardımlar, ‘millilik-yerlilik’ söylemi, liderin kurtarıcı retorik olarak öne çıkması..."
"Parti değiştiren ‘oynak seçmen’ oranı ekonomik kriz nedeniyle artacak. Yüzde 20’lerin üzerine çıkabilir. İktidarın araştırmalara yansıyan oy kaybı durdurulamazsa, seçmenin eğiliminin Millet İttifakı yönünde olması sürpriz olmaz."
Macaristan’da otoriter popülist Viktor Orban neden sürekli seçim kazanıyor?
Orban’ın sürekli seçim kazanan lider olması kendisi kadar, ‘zamanın ruhu’ ve otoriter-popülist iktidarların kendine has özellikleriyle ilgili. Günümüzde insanların politikaya olan ilgisi zayıflıyor, politikadan uzaklaşıyorlar. Bu da popülist liderlerin politikada hakimiyetini kolaylaştırıyor. Siyasi analist Valentin Naumescu, Orban’ın tekrarlanan seçim başarısından çıkarılacak dersi “bir şey yapabilecek olanların olaylara bulaşmadığı, karışmadığı ve başkalarının işi üstlenmesini beklediği ya da iyi niyetli insanlar bir alternatif oluşturmaya çalıştığında burun kıvırdığı bir durumda, siyasi olarak harekete geçemeyen bireylerden oluşan rahat toplumun ödediği büyük bedel” olarak değerlendirir. Seçimli-otoriter rejimlerde iktidara ele geçirenler ya taraftarlarına maddi kaynak dağıtma ile onları ödüllendirmekte, ya da güç kullanmayla rıza üretmekte, kendilerini bir partiyle tanımlamayanlar ise ekonomik koşulları kötüleşmediğinde alternatif görmedikleri için işbaşındaki iktidarları desteklemektedir. Funke, Schularick ve Trebesch’in popülizmin maliyetlerini inceledikleri çalışmalarına göre popülistler iktidardan demokratik yollarla kolay gitmiyor. Nitekim 41 popülist iktidarın sadece dokuzunda popülistler olağan yollarla görevi bırakırken, büyük çoğunluğunda (32) popülizmden çıkış istifa, koltuğu bırakmayı ya da seçim sonuçlarını kabul etmeme durumunda koltuktan zorla indirilmeyle gerçekleşmiş.