Hakaret dili...
Siyasette öfke ve hakaret yerine eleştiri ve müzakere dilinin hakim olması gerektiğini yıllardan beri yazarım. ‘Memleket masası’ başlıklı yazımda da bu öneriyi doğru bulduğumu, partilerin arasında diyalog olması gerektiğini yazmıştım.
Akşener’in bu teklifini Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu’nun desteklediğini, Bahçeli’nin “her zamanki öfkeli ve hakaretli üslubuyla karşı çıktığını” yazmıştım. Bahçeli bana tepkisinde de bu “öfkeli ve haraketli” üslubunu sergiledi.
Bunu hep yapıyor. Başbakan Erdoğan’a neler söylemişti, neler…
Bizde politika hayatında öteden beri bu dil yaygındır. Ama ben politikacı değilim.
Yardımcısının kin ve tehdit dilini ise burada söz konusu bile etmem. Bu ülkede Lozan’a bile hakaret ediliyor; madem tarihçidir, oturup bir broşür bari yazması, akademik çalışmalarıyla öne çıkması gerekmez mi? Hayır işi gücü hakaret.