Hukuk devletinde ‘seçilmişler’
YSK dün akşam saatlerinde İstanbul seçimlerini iptal etti. Siyaseten tahmin edilen, ama hukuken yanlış olduğunu düşündüğüm bir karar; ancak karar metnini görüp inceledikten sonra, yarın bir değerlendirme yazabilirim...
Hemen şuna dikkat çekeyim, YSK kararı açıklanır açıklanmaz dolar yükseldi.
Bugün şunu belirteyim ki, YSK, politikacıların söylediği “kamu vicdanı, vatandaşın arzusu, milletimiz böyle istiyor” gibi soyut gerekçelerle karar veremez. YSK, verdiği iptal kararının kanunlardaki hangi maddelere, kendisinin hangi içtihatlarına dayandığını göstermek zorundadır.
Tarihimizdeki en büyük hukukçularımızdan Mecelle yazarı Cevdet Paşa 1871 yılında yazdığı adlî ıslahat raporunda, “kanun” kavramının önemini vurgulayarak şöyle diyordu, bugünkü Türkçeyle:
“Hakimler önlerine gelen olayın özelliklerini şerh etmek ve tam bir adaletle kanunu uygulamakla görevlidir. Kendi vicdani muhakemelerine başvurarak hüküm veremezler” (Tezakir, Tetimme, sf. 99)
Bu “kanun” fikri hukuki modernleşme tarihimizin en önemli zihniyet gelişmelerinden biridir.