Hukuk yolunda...
Uzun meslek hayatımda artık Karar gazetesindeyim. Beni okurlarına takdim eden anonslarda Karar yöneticileri “hukuk, tarih ve demokrasi ekseninde” bir yazar olduğumu belirtiyorlardı. Evet, öteden beri yazı ve kitaplarım bu...
Uzun meslek hayatımda artık Karar gazetesindeyim. Beni okurlarına takdim eden anonslarda Karar yöneticileri “hukuk, tarih ve demokrasi ekseninde” bir yazar olduğumu belirtiyorlardı.
Evet, öteden beri yazı ve kitaplarım bu eksendedir.
Tarihinde sert kırılmalar, sert iniş-çıkışlar yaşayan ülkeler gibi bizde de hukuk, değerler hiyerarşisinin tepelerinde yer alamadı. Siyaset ve ideoloji hukuku araç gibi gördü.
Sağda da solda da böyle. Sağda “dava” deyince, solda “devrim” deyince hukukun yeri nerelerdir?!
Hukukun üstünlüğü kültürünü geliştirmek için yazmayı öteden beri görev sayıyorum. Bu imkanı veren Karar yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Hukuk devleti
28 Şubat döneminde türbanlı kızların kamu haklarına ağır kısıtlamalar getirilmesini eleştiren yazılarım sonradan Nesil Yayınları’nca “Modernleşme Sürecinde Türban” adıyla kitaplaştırılmıştı.
Türbanın irtica değil modernleşme simgesi olduğunu söylüyor, liberal demokrasiyi, bireysel hak ve hürriyetlerin önceliğini savunuyor, “vesayet”i eleştiriyordum.
1 Mart 1998 günlü “Hukuk devleti” başlıklı yazımda, 19. yüzyıldaki liberal Fransız düşünürü Frededic Bastiat’nın şu sözlerini alıntılamıştım: