İktidarda vicdanın sesi?
Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol’un bugünkü (22.04.2022)''İktidarda vicdanın sesi?’’ başlıklı yazısı.
İktidarda pahalılıktan yakınanlar, bir vicdan tepkisi yerine oy endişesiyle konuşuyorlar. “Üç kilo et yerine yarım kilo et yeriz” lafı bu duyarsızlığın simgesi olacak bir laftır. “Mini mini zam geldi” lafı da böyle.
Bülent Arınç’ın sözleri yakınmanın ötesinde bir vicdan isyanıdır. “Enflasyon resmi rakamlarla yüzde 60’ı bulmuşsa milleti hitabet ile coşturamaz, konuşmayla aldatamazsınız” sözü bunun bir örneği.
Fakat AK Parti’nin geleneğinde, sorunlar üzerine grupta genel görüşme açma, yanlışları dile getirerek çözümler üretme geleneği yoktur. Lidere itaat esastır. Bu bakımdan parti içinde politika değişikliği yönünde bir hareket olması hiçbir şekilde beklenemez.
Serbest müzakere olmayınca da iktisadi krizin sebepleri ortaya konulamıyor, “dış güçler” gibi komplo teorileriyle rasyonellikten büsbütün uzaklaşılıyor.
GEZİ, DARBE, PAPAZ
AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer de vicdanlı konuştu. “Dürüstlükle her şeyi ortaya koymaya çalışıyorum” diyerek üreticinin de tüketicinin de vahim sorunlarını açıkça dile getirdi. Ancak, Tamer’in şu sözlerini mutlaka tahlil etmek gerekir:
“2013 Mayıs ayında yükselme devrine girmiş bir Türkiye vardı. Sonrasında Gezi olayları, FETÖ darbe girişimi ve papaz olayı ile Türkiye’nin önü kesilmek istendi.”
Sanki iktidarın yanlış ekonomi politikaları değil de bu olaylar Türkiye’yi krize sokmuş gibi!..
Gezi olayları Haziran 2013’te başladı birkaç ay devam etti. İktidara göre, olayların ekonomideki tahribatı çok büyüktü. Fakat Başbakan Erdoğan’ın 17 Eylül 2014 günlü açıklamasında Türkiye’nin ekonomik büyümesinin devam ettiğini, 2014’ün ilk çeyreğinde büyüme rakamlarının yüzde 4’ü geçtiğini belirttiğini unutmamak gerekir.