Küreselleşme ve milliyetçilik
HAMBURG şehri geçtiğimiz hafta G-20 zirvesine ve sokaklarda kapitalizme karşı protesto eylemlerine ev sahipliği yaptı.G-20 şüphesiz küreselleşmenin en yüksek temsilcisi olan bir kuruluş... Küreselleşme bugünkü...
HAMBURG şehri geçtiğimiz hafta G-20 zirvesine ve sokaklarda kapitalizme karşı protesto eylemlerine ev sahipliği yaptı.
G-20 şüphesiz küreselleşmenin en yüksek temsilcisi olan bir kuruluş... Küreselleşme bugünkü boyutlara ulaşmasaydı böyle platformlar ve toplantılar da olmazdı.
Fakat çağımızın bir gerçeği daha var; küreselleşme karşıtlığı... İşte bilhassa gelişmiş ülkelerde gittikçe güçlenen popülist milliyetçilikler...
SAÇMA BİR SORU
Küreselleşmeden mi, milliyetçilikten mi yanasınız?
Bu soru saçmadır çünkü zihnimizi böyle bir ikileme sokarak son derece karmaşık bu meseleyi anlayamayız.
Sanayi ve teknoloji üreticisi bir ülke olalım mı? İhracatımız daha da artsın mı? Uluslararası markalarımız olsun mu?
Hangi milliyetçi bu sorulara hayır diyebilir?
Ama bu hedeflere ulaşmanın yolu küreselleşme dinamiklerinden yararlanmayı bilmektir...
Sivri iki örnek: Kapalı ve totaliter Kuzey Kore gibi mi, açık ve demokratik Güney Kore gibi mi olmak?
Kuzey Kore füze yapıyor, dünyaya meydan okuyor fakat aç... Güney Kore ise teknoloji ihracat ihraç ediyor, demokratik ve zengin.
‘BİRBİRİNE BAĞLI DÜNYA’
Hamburg zirvesinin bildirisindeki “birbiriyle bağlantılı bir dünya”kavramına dikkat ettiniz mi?