Lozan zırvaları
LOZAN konusundaki zırvaların iki temeli var; biri cehalet öbürü husumet.Cehalet, Lozan’la ilgili bilgisizlik... Husumet?... Yunan kazansaydı diyebilecek kadar kör bir kin. Etraflı araştırmalardan elde edilmiş objektif bilgiler söz...
LOZAN konusundaki zırvaların iki temeli var; biri cehalet öbürü husumet.
Cehalet, Lozan’la ilgili bilgisizlik...
Husumet?... Yunan kazansaydı diyebilecek kadar kör bir kin.
Etraflı araştırmalardan elde edilmiş objektif bilgiler söz konusu olmayınca bir yığın uydurmalar, çarpıtmalar tezgâhlanıyor.
Lozan’ın gizli maddeleri varmış, 2013’te geçerliliği bitiyormuş gibi...
Ege adalarını ve Musul’u alabilirmişiz de almamışız gibi... Amerika Lozan’ı onaylamamış imiş, niye imiş gibi...
Hele de “Lozan’da 2.5. milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye düşdük” sözü akla ziyandır.
İSTİKLAL-İ TAM
Bu konuları defalarca yazdığım için bugün başka bir açıdan bakacağım: İstiklal!
Sadece siyasi değil, adli, mali ve iktisadi yönleriyle, eksiksiz bağımsızlık, o zamanki deyişle İstiklal-i tam.
Yani kapitülasyonların kaldırılması.
Lozan hakkında ahkâm kesenler hiç bundan bahsediyorlar mı?
Aşağıdaki karikatür 1909 yılının 22 Temmuz’unda Kalem dergisinde yayınlanmıştı: Osmanlı askeri elinde silah, ineğin bekçiliğini yapıyor, yabancılar gelip kovalarla süt sağarak götürüyor.
Kapitülasyonların bundan iyi anlatımı olamaz. 1913-15 sanayi sayımına göre Osmanlı’daki cılız endüstrinin sadece yüzde 15’i Türklerin, Müslümanların elindeydi.
EN BÜYÜK KAVGA
Tanzimatçılar 1830’larda felaketi görmüş, birçok fabrika kurarak sanayileşmeye çalışmıştı fakat kapitülasyonlar yüzünden yerli sanayiyi korumak mümkün olmadı, fabrikalar iflas etti, kapandı.
Lozan’da en büyük kavga toprak sorunlarında yaşanmadı. Çünkü Trakya ve Ege’de Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Osmanlı sınırlarının geçerli olması kabul edilmişti; adaları Balkan harbinde kaybetmiştik.
Arap topraklarından da Misak-ı Milli ile vazgeçilmişti, doğru bir karar olarak.
Lozan’da en büyük kavgalar, müzakerelerin ikinci döneminde, üç ay süreyle kapitülasyonlar ve mali konularda yaşandı. Bu yüzden ordu üç defa alarma geçirildi.
Bu tartışmaların zabıtlarını okumadan, Lozan’ı ve son iki yüz yıllık tarihimizi anlamak mümkün olmaz.
Osmanlı’nın niye modern kanunlara ihtiyaç duyduğunu da anlamak mümkün olmaz.