Macaristan’da popülizmin zaferi
Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un bugünkü (06.04.2022)''Macaristan’da popülizmin zaferi'' başlıklı yazısı.
Macaristan’da otoriter popülist Başbakan Victor Orban’ın Hıristiyan Demokrat Halk Partisi (Fidesz) dördüncü defa seçimleri yüzde 54 gibi yüksek bir oranla kazandı.
2010’da iktidara gelerek otoriter popülizmin önde gelen örneklerinden birini inşa eden Orban dört yıl daha ülkesini yönetecek.
Bizdeki ‘Millet İttifakı’na benzeyen 8 partili “Macaristan için Birlik” ittifakının adayı Marki-Zay yüzde 34.4’te kaldı. Halbuki Ekim 2015’te Budapeşte Belediye seçimlerini muhalefet ittifakının adayı Gergelly Karacsonnny kazanmış ve “İstanbul seçimlerini örnek aldık” diye konuşmuştu. Ama genel seçimleri kaybettiler.
‘MÜSLÜMAN İŞGALİ’
Bizdeki iktidar yanlısı medyanın bir kısmı Trump gibi Orban’a da pek bir sempatiyle bakıyor. Orban “Brüksel bürokratları” dediği Avrupa’ya meydan okuyor ya; tamam!
Ve de Putin dostudur Orban; tıpkı aşırı sağcı Fransız lider Marine Le Pen gibi… Otokratlar arasında böyle bir adı konulmamış bir ‘yoldaşlık’ var.
Aslında Trump gibi Orban da İslamofobik bir liderdir. 2018’de bütün Avrupa’ya yaptığı çağrı şöyledir:
“Büyük şehirlerimiz günden güne İslamlaşıyor… Böyle devam ederse bugünkü şekliyle tanıdığımız kültürümüz, kimliğimiz ve uluslarımız kaybolacak. En kötü rüyalarımız gerçeğe dönüşecek. Avrupa bu işgalin farkında bile değil… Tel örgü inşa ederek, hukuki ve fiziki sınır korumasıyla biz güney sınırlarımızı korumayı başardık. İslam dünyasının Güney’den bizi istila etmesini engelledik. Bu bölgede Latin yani Batı Hristiyanlığının son ülkesiyiz…” (AA, 18 Şubat 2018)
Göçmen sorunu çok boyutlu, karmaşık ve ciddi bir sorundur. Orban’ın militarist dil kullanması ve dinler savaşı tablosu çizmesi vahimdir, ilkeldir, saldırgandır, tahrikçidir.
Seçim kampanyalarında da hep böyle tehlikelerden, Sorosçu hainlerden bahseder. Halbuki kendisi Soros’un bursuyla Oxford’da okumuştu.
BAĞIMLI YARGI
Orban 2010 yılında yüzde 45 oyla iktidara geldikten sonra kamu kurumlarını adım adım siyasallaştırdı. İttifak arkadaşlarının desteğiyle Ekim 2011’de anayasada değişiklik yaptı, yargıçların emeklilik yaşını ve görev süresini aşağıya çekti. Böylece kıdemli yargıçlardan 228’i emekli edildi. AYM üyesi ve bizdeki HSK benzeri Milli Adalet Konseyi büyük çapta boşaldı ve tabii yerlerine Orban yanlıları atandı.
Macar filozof Gaspar Tamas, “Macar parlamentosu içi boş bir kabuk haline geldi” diyerek durumu tanımlamıştı.