Otoriter kültür
Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un bugünkü (27.03.2022)''Otoriter kültür'' başlıklı yazısı.
Enver Balta ve Hatem Ete’nin siyasi kültür araştırması niye bir türlü düzgün devlet yönetimi, verimli bir idare gerçekleştiremediğimize ışık tutuyor. Ankara Enstitüsü’nün yayınladığı araştırma “Türkiye’de Demokrasi, Güvenlik, Devlet Algısı” başlığını taşıyor.
Ortaya çıkan tablo, temel değerlerde, kurallarda anlaşamamış, kimlikler, partiler etrafında kümelenmiş, ‘bölünmüş’ bir toplum olduğumuzdur.
Yüzde 40’ımız “devletin güvenliği vatandaşların haklarından önce gelir” diye inanıyor. Balta ve Ete bunu “hakların vazgeçilmez olmaması” diye yorumluyor, doğrudur. ‘Devlet güvenliği’ kavramını devleti yöneten siyasetçiler belirleyeceği için, son derece muğlak bir kavramdır. Hakların nasıl “vazgeçilebilir” olduğunu Türkiye’de yaşamamış nesil yoktur.
Hakların “vazgeçilebilir” olduğunu gösteren son tecrübe, OHAL döneminde KHK’larla ana kanunlarda bile değişiklikler yapılarak hiçbir hukuk denetimine tabi olmayan yaygın hak ihlallerinin icra edilmesi oldu.
‘DEVLETİN GÜVENLİĞİ’
Toplumumuzun her kesimden büyük çoğunluğu, sorunların ancak seçilmiş iktidarlar tarafından çözülebileceğine inanıyor, askeri müdahaleyi reddediyor. Bu elbette memnuniyet verici bir olgu.
Fakat seçilmiş iktidarın demokrasi puanı deyince, işler karışıyor. İktidar “bizden” ise demokrat sayıyoruz, değilse aksi…
Demokrasiyi ve hukuki kavramları ilkelere göre değil, yetkililerin “bizden” olup olmamasına göre algılayan bir siyasi kültür.
AK Partililerin yüzde 65’i “devletin güvenliği vatandaşların haklarından önce gelir” diyor.
Bu oran MHP’lilerde yüzde 67…
Peki, muhafazakarlar 28 Şubat’ta da mı böyle diyorlardı?!